MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : 1-Sanık ... hakkında: Beraat,
2-Sanık ... hakkında: TCK m. 158/1-e-son, 43, 62, 52/2, 53 uyarınca mahkumiyet
3-Sanık ... hakkında: TCK 158/1-e-son, 62, 52/2, 53 uyarınca mahkumiyet


Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık ...’ın beraatına ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından, sanıklar ... ve ...’ın mahkumiyetlerine ilişkin hükümler Sanık ... müdafi ve sanık ... müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık ...."ın ... Sokak No .../B .... adresinde .... vergi kimlik numarasıyla 20.10.2005 tarihinde faaliyete başladığı, 31.12.2005 tarihinde işini terk ettiği, iş yerinin muhasebe işlerinin sanık ... tarafından yürütüldüğü, işin terk edilmesine rağmen sanık ...’in eşi .... ile muhasebe işinde yanında çalıştırdığı ....’u, sanık ....’in iş yerinde işçi olarak çalışıyormuş gibi internet üzerinden katılan SGK"ya bildirdiği, bu dönemler için katılan kuruma sigorta primi ödenmediği, sanık ...’a bu dönemde 6.323.TL analık ödemesi yapıldığı, böylece kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık suçunun işlendiği iddia edilen olayda;
1-Sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik yapılan temyiz incelemesinde:
Sanığın savunması, katılan beyanı, tanık beyanları ve dosya kapsamına göre sanık .....’ın üzerine atılı suçu işlediğine dair mahkumiyete yeter delil bulunmadığı gerekçesine dayanan sanığın beraatına yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin suçun sübuta erdiğine yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2-Sanıklar ... ve ... hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz incelemesinde:
Sanıkların aşamalarda değişmeyen savunmaları, katılan kurumun sanıklar tarafından ibraz edilen belgelerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususunu araştırmak, denetlemek ve yaptıkları denetim sonrası yapılan işlemleri iptal etme yetkisinin bulunması, yapılacak basit bir inceleme ile fark edilmesinin mümkün olması karşısında; sanıkların eylemlerinin aldatma kabiliyetinin bulunmadığı, primlerin tahsil edilip edilmemesinin işveren ile SGK arasında hukuksal bir sorun teşkil edeceği gözetilerek, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
5237 sayılı Türk Ceza Yasasında gün para cezası sistemi kabul edildiğinden TCK.nın 158/1-e-son maddesi uygulanırken öncelikle adli para cezasına esas teşkil edecek tam gün sayısının belirlenmesi, bir gün karşılığı mahkemece takdir ve tayin olunacak miktarla çarpılarak bulunacak miktarın, menfaatin 2 katından az olması halinde iki katına çıkartılması ve arttırma ile indirimlerin bunun üzerinden yapılması gerektiği gözetilmeksizin, dolandırıcılık suçundan elde olduğu kabul edilen haksız menfaat miktarının iki katı esas alınmak suretiyle infazda tereddüt doğuracak şekilde doğrudan adli para cezasına hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.