10. Hukuk Dairesi 2015/10487 E. , 2017/8524 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davalı ..."un ... Apt."da 12.09.2011-12.10.2012 tarihleri arasında hizmet akdine tabi kapıcı olarak çalışmadığının tespti ile ve aynı dönem için prim tahakkkuna ilişkin kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. ve 5510 sayılı Yasanın 86/8 maddeleri olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Davalı kurumun 12.09.2012 tarihinde, mahallinde yaptığı denetim üzerine, davalı ..."ın kaloriferli olan ... Apt."da kapıcı olarak 12.09.2011-12.09.2012 tarihleri arasında çalıştığının tespiti ile anılan dönem için prim hahakkuk ettirdiği, davacının bu işlemin iptalini istediği davada, davalı ..."ın hizmet akdine tabi olarak çalıştığının kabulü isabetli ise de; çalışmanın tüm dönem için tam gün üzerinden kabulü yerinde değildir. Dosya kapsamı ile kaloriferli olduğu sabit olan apartmanın bulunduğu bölgenin kış şartlarına göre kalorifer yakma dönemi belediyeden ve ilgili kurumlardan tespit edilerek, bu dönem için tam zamanlı olarak çalıştığının kabulü gerekir. Kaloriferin yakılmadığı dönemde ise, çalışmanın kapsam ve süresi açıklıkla belirlenmeli, davacının tüm mesaisini söz konusu apartmana hasredip hasretmediği açıklığa kavuşturulmalı, çöp toplama, apartman sakinleri için alışveriş yapma, ekmek vesaire ihtiyaçlarının alımı gibi işlerini karşılama, apartmanda temizlik yapma gibi hizmetleri yerine getirip getirmediği ve yaptığı işlerin gün içinde aldığı zaman dilimi belirlenmeli, buna göre tam zamanlı mı yoksa part time çalışma olup olmadığının tespiti ile, part-time çalışmanın kabulü halinde günlük çalışma saatine göre (4857 sayılı İş Kanununun 63. maddesi gereğince 7.5 saat çalışmanın 1 günlük çalışma hesabı ile) haftalık ve aylık çalışma süresinin kaç gün olduğu açıkça belirlenmeli, apartmanda uzun süre ikamet edenler arasından Ramazan"ın hizmetlerini bilebilecek durumdaki kat maliki olmayan sakinlerinden de kanaat edinmeye elverişli sayıda tanık dinlenilmeli, keza civar apartmanlarda uzun yıllar oturan komşu yada yakın yerlerde kayıtlara geçmiş çalışanlar ile davacının bu çalışmalarını bilebilecek durumda olan tanıklar dinlenilmeli ve bu yöndeki beyanları buna göre irdelenmeli ve böylelikle kalorifer yakılmayan dönemdeki çalışmanın tam zamanlımı, yoksa kısmı zamanlımı olduğu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde sağlıklı bir biçimde ortaya konulmalıdır.
Yapılan tüm bu değerlendirmeler sonunda; kaloriferin yakıldığı dönemde tam zamanlı olarak çalıştığının kabulü ile kalorifer yakılmayan dönem için Razaman"ın çalışmasının tam zamanlımı yoksa kısmi zamanlı mı olduğu belirlenmeli, kısmi süreli çalışma olduğunun anlaşılması halinde bu dönem içinde bir günde kaç saat çalışmış olabileceği, giderek haftalık ve aylık çalışma süreleri belirlenmeli ve bir günlük çalışma süresinin yedibuçuk saat olmasına göre, günlük haftalık ortalama çalışma kaç iş gününe karşılık olduğu hususu saptanarak, sigortalılık süresinin tespitine karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme, araştırma ve yanılgılı değerlendirme sonucu karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30.11.2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.