17. Hukuk Dairesi 2010/2233 E. , 2010/4494 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 11.5.2010 Salı günü davacı ... vekili Avukat ... ve davalı ... Sigorta AŞ vekili Avukat ... geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait aracın davalı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, aracın sürücü metin ... idaresinde bulunduğu sırada meydana gelen kazada ağır hasar gördüğünü araç bedelinin sigortalıya ödenmediğini belirterek, 30.000,00 TL.sı tazminatın kaza tarihinden işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, kaza sırasında araç sürücüsünün metin ... olmadığını, aracın alkollü sürücü idaresinde iken kaza yaptığını alkolsüz olan metin ...’ın sürücü olarak gösterildiğini, kasko sigortası genel şartlarının A.5.5.maddesi gereğince zararın kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında bulunmadığını,davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dosya içeriği ve tanık beyanlarına göre araç sürücüsünün ... olmadığının ispat edildiğini, TTK.1292/3. maddesi gereğince ispat yükünün yer değiştirdiği,davacının rizikonun teminat içinde kaldığını ispat edemediği,sürücünün davacının olması halinde kazanın alkolün etkisi ile meydana geldiği, hasarın teminat kapsamında olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir TTK.nun 1282 nci maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı yasanın 1281 nci maddesine göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın da sigortacı tarafından kanıtlanması gerekir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartları"nın A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. Ancak sigortalı Kasko Poliçesi Genel Şartlarının B.1.5 maddesi ve TTK. 1292/3. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan rizikonun teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfeti sigortalıya geçer.
Dava konusu kazadan sonra düzenlenen kaza yeri terk bildirim tutanağında davacıya ait araç sürücüsünün ... olduğu belirtilmiş, davalı ... sürücünün ... olmadığını, davacının sürücü olduğunu ve alkollü olması nedeniyle sürücü değişikliği yapılmaya çalışıldığını savunmuştur. Kazadan sonra saat 23.50 de düzenlenen tutanakta plakası tespit edilemeyen tırın da kazaya karıştığı ve olay yerinden ayrıldığı belirtilmiştir. Kazaya karışan, diğer araç sürücülerinin olaydan sonra hazırlık soruşturmasında ifadeleri alınmış, ... plakalı araç sürücüsü ... davacıya ait aracın önce ...plakalı araca çarptığını , o aracında kendi aracına çarptığını ve araçların yanından bir tırın süratle geçtiğini araçta bulunan sürücünün hastaneye kaldırıldığını belirtmiş, ... plakalı araç sürücüsü ... ise davacı aracının aracına çarptığını, araç sürücüsünün yaralandığını ve hastaneye kaldırdıklarını belirtmiş, araçta başka şahısların bulunduğuna ilişkin beyanda bulunmamışlardır. ... ifadesinde, idaresinde bulunan davacıya ait araca bir Tırın sol tarafından çarptığını ve direksiyon hakimiyetini kaybederek park halinde bulunan araçlara çarptığını belirtmiş, adli raporda ...’ın alkolsüz olduğu tespit edilmiştir. Kocaeli C. Başsavcılığının 2006/14314 sayılı dosyası ile...hakkında taksirle yaralama suçundan kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.Davalı ... kaza sırasında sürücü değişikliği yapıldığını,sürücünün alkollü olduğunu ve kazanın salt alkolün etkisi ile meydana geldiğini ispat etmesi gerekir. Dosya içeriğine göre sürücünün ... olmadığı somut delillerle ispat olunmadığı gibi, mahkemece sürücü davacı olarak kabul edilmiş ise de sürücünün davacı olduğuna dair tanıklarında açık beyanı olmadığı , alkollü olduğuna dair rapor veya herhangi bir delil bulunmadığı ve kazanın salt alkolün etkisi ile meydana geldiği de somut delillerle ispat edilmiş değildir.Mahkemece davalı tanığı olarak kazada zarar gören ve davacı ile aralarında menfaat çatışması bulunan ...’nın beyanına itibar edilmiş ise de olaydan sonra hazırlık soruşturması sırasında sıcağı sıcağına verilen ifade ile sonradan alınan beyanı çelişkili olup, ilk ifadesinde sürücünün hastaneye gönderildiğini söylediği halde, sonraki beyanında sağ tarafta oturan şahsın hastaneye gönderildiğini, sürücü değişikliğini ifade sırasında bilmediğini belirtmekte ise de tanık ... beyanında davacının yanında bulunan şahsın ...’ya sürücü değişikliği yapıp zararı karşılayacakları şeklinde beyanda bulunduğunu belirtmiş olması da dikkate alındığında bu tanığın ifadesinin hükme esas alınması doğru görülmemiştir. Ayrıca davacı sigortalının rizikonun gerçekleşme şeklini kasten ve iyiniyet kurallarına aykırı şekilde bildirdiği sabit olmamıştır Açıklanan nedenle davalı ... tarafından sürücünün davacı olduğu alkollü olduğunu ve kazaya salt alkolün neden olduğu ve soyut değil somut delillerle kanıtlanmadığı halde davalının kasko sigorta poliçesi, kapsamında tazminattan sorumlu tutulması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.