Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/22101
Karar No: 2019/2921
Karar Tarihi: 19.03.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/22101 Esas 2019/2921 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2016/22101 E.  ,  2019/2921 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ve duruşma talepsiz olarak davacı ile davalı ... vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.03.2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı asil davalı ... bizzat ve vekilleri Avukat ... ve Avukat ... geldiler. Karşı taraftan davalı ... bizzat ve vekili Avukat ... geldi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, vekil edeninin, dahili davalı olan eşi ..."ya karşı 27/07/2009 tarihinde boşanma davası açtığını, davacı ile dahili davalının evlilik süresi içinde birlikte çalışıp dava konusu 445 ada 1 parsel ile 323 ada 4 parsel sayılı taşınmazları dahili davalı adına satın aldıklarını, vekil edeninin boşanma davası açması üzerine, eşi ..."nın dava konusu taşınmazları vekil edeninden mal kaçırmak amacı ile ayrı ayrı davalılar ... ve ..."e sattığını, bahsi geçen davalıların, dahili davalı ile vekil edeninin boşanma sürecinde olduğunu bilmelerine rağmen taşınmazları satın aldığını belirterek, dava konusu taşınmazların davalılar adına olan ½ payının iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazı 330.000,00 TL karşılığında usulüne uygun şekilde tapuda satın aldığını, satım bedelinin satıcıya teslim edildiğini, vekil edeninin ... ve inşaat işleri yaptığını, bu yüzden gayrimenkul alıp satmasının yaptığı işin temelini oluşturduğunu, davacının satış aşamasında hiçbir şekilde satışa itiraz etmediği halde satıştan çok sonra eşi ile arasında geçimsizlik boşanma davasına dönüşünce, davacının soyut iddialarla aleyhlerine muvazaa davası açtığını beyan ederek, davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, davacıdan herhangi bir mal kaçırma amaçlarının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    İhbar olunan (20/11/2014 tarihli celsede dahili davalı yapılmasına karar verilen) ..., dava konusu taşınmazları ihtiyaç nedeni ile sattığını, tüm işlemlerden davacı eşinin haberi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, ilk hükümle, dava konusu taşınmazın evlilik birliği içinde edinildiği ve aile konutu olduğu iddiası ile dava açıldığından, bu hususta delillerin takdir ve münakaşasının Aile Mahkemesinin görevine girmesi nedeni ile görevsizlik kararı verilmesinden sonra, ... Anadolu 16. Aile Mahkemesinde yargılamaya devam edilmiş, bu defa bahsi geçen Mahkemece, dava türü gereği karşı görevsizlik kararı verilerek, dosyanın merci tayini için Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 20/02/2014 tarihli ve 2013/20448 Esas, 2014/2279 Karar sayılı ilamı ile “...Davacı eşinin evlilik birliği içinde edinilen taşınmaz malları katkı payı alacağını azaltmak kastıyla muvazaa yoluyla diğer davalı 3.kişilere devrettiği iddiasıyla taşınmazların 3.kişi adına yapılan tescillerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar 3.kişi olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Borçlar Kanunu"ndan kaynaklandığı anlaşıldığından davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir...” gerekçesi ile görevli mahkemeyi Asliye Mahkemesi olarak belirlemiştir. ... Anadolu 13. Asliye Mahkemesinde devam eden yargılama sonucunda, Mahkemece, her iki taşınmazın çok yakın aralıklarla satıldığı ve taşınmazın satın alma tarihinin davacının boşanma davasını açtığı tarih olan 27/07/2009 tarihi ile örtüştüğü, bu durumda davacının boşanmadan dolayı kişisel hak alacağını engellemek amacıyla, taşınmazların muvazaalı olarak davalılara satıldığı, davacının boşanma davasından sonra açacağı kişisel hak davasında, ayni hak talep edemese de kişisel hakkına kavuşmak için söz konusu mallara icraen müracaat edeceği, bu davaya açmakta hukuki yararı bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü davaya konu 323 ada 4 parsel sayılı taşınmazda davalı ... adına kayıtlı hissesi ve 445 ada 1 parsel sayılı davalı ... adına kayıtlı taşınmaz hissesi olmak üzere her iki taşınmazın 1/2 hissesinin dahili davalı ... adına tesciline, tarafların arasındaki ihtilafın bu şekilde giderilmesine karar verilmiş hüküm davacı, davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1.Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2.Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde,
    Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 323 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 1/14 hissesinin 25/08/2009 tarihinde satış yolu ile davalı ..., 445 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamının 06/07/2009 tarihinde satış yolu davalı ... adına tapuda kayıtlı olduğu, dosyada yer alan resmi senetler uyarınca, her iki taşınmazın da davacının eşi tarafından belirtilen tarihlerde davalılara satıldığı, davacının eşi ..."ya karşı 27/07/2009 tarihinde boşanma davası açtığı, taşınmazların evlilik birliği içinde satın alındığı anlaşılmaktadır.
    Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07.10.1953 tarihli ve 8/7 sayılı YİBK, 4721 Sayılı TMK mad.227/1, 231 ve 236/1). TMK"nin 239/1. fıkrasında; "Katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir…” denilmektedir. 226/3. maddede ise "Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler" hükmüne yer verilmiştir. Anılan kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı gibi, borcun ayın olarak ödenmesi borçlu eşe tanınmış bir haktır. Başka bir anlatımla, tasfiye alacaklısı ayrık durumlar hariç ayni hak isteğinde bulunamaz, ancak borçlu eş isterse, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin dava sonuçlanıncaya kadar borcunu ayın olarak ödemeyi kabul edebilir.
    Açıklanan bu kuralın istisnaları 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 226/2. maddesinde (alacaklı eşin tasfiyeye konu paylı malda üstün yararını kanıtlaması) ve 240. maddesinde (aile konutu veya eşyanın söz konusu olması) tahdidi olarak belirtilmiştir.
    Somut olayda, davacı, evlilik süresi içinde eşiyle birlikte çalışıp dava konusu 445 ada 1 parsel ile 323 ada 4 parsel sayılı taşınmazları eşi adına satın aldıklarını, vekil edeninin boşanma davası açması üzerine, eşi ..."nın dava konusu taşınmazları ayrı ayrı vekil edeninden mal kaçırmak amacı ile davalılar ... ve ..."e sattığını, bahsi geçen davalıların, dahili davalı ile vekil edeninin boşanma sürecinde olduğunu bilmelerine rağmen taşınmazları satın aldığını belirterek, dava konusu taşınmazların davalılar adına olan ½ payının iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir. İddianın ileri sürülüş biçimine göre, davacının talebi mal rejiminin tasfiyesi ile dava konusu taşınmazların ½ payının adına tescili isteminden ibarettir. Mahkemece, her ne kadar, davaya konu her iki taşınmazın 1/2 hissesinin dahili davalı ... adına tesciline karar verilmiş ise de,bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, davacının şahsi hak niteliğinde alacak istemi bulunmadığına ve temyize konu davadaki somut olayda, az yukarıda açıklanan istisnai durumlar da mevcut olmadığına göre, davaya mal rejiminin tasfiyesi davası olarak bakılarak, (eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalara bakmakla görevli Mahkeme her ne kadar Aile Mahkemesi ise de, az yukarıda bahsi geçen 17. Hukuk Dairesi kararında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olarak belirlendiğine göre) mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekir iken, ayni hak niteliğinde olan tapu iptal ve tescile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Ayrıca, davacının talebi, tapu kaydının iptali ile kendi adına tesciline karar verilmesi olup talep dışına çıkılarak, dahili davalı adına tescile karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacının temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri uyarınca 2.037,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı ... ve dahili davalı ..."ya verilmesine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ... ve ..."e ayrı ayrı iadesine ve 29,20 TL peşin harcın da onama harcına mahsubu ile kalan 15,20 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 19/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi