20. Hukuk Dairesi 2015/9133 E. , 2015/7301 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... ili ... ilçesi ... Köyü ... mevkiinde orman kadastrosu ve 2/B işlemi sırasında nitelik kaybı nedeniyle hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan XX1 numaralı poligonun, orman kadastro çalışma tutanaklarında ... zilyetliğinde olduğu yazılmıştır.
Davacı, köylerinde ... isimli biri olmadığı gibi, önceki zilyedi ..."in taşınmazı ..."ya sattığını, ondan da kendisinin satın aldığını, bu şekilde kendisinin zilyet olduğu iddiasıyla orman kadastro çalışma tutanaklarındaki ..." zilyetliğinde olduğu ibaresinin çıkarılarak yerine kendi kullanımında olduğunun yazılmasını talep etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, 119 nolu Orman Kadastro Komisyon Başkanlığının 28/11/2008 tarihli tesbit tutanağında ... İli, ... İlçesi, ... Köyü, ... ... mevkiinde kain 105 ada 1 parsel sayılı taşınmazda XXI numaralı parsel olarak belirtilen 4046, 4047 ve 4048 nolu OS noktaları arasında bulunan ve zilyedi ... oğlu ... olarak belirtilen tespitin iptali ile bu yerdeki zilyetliğin davacı ... ve ... oğlu ..."a ait olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07.02.2013 gün ve 2012/11309 E.- 2013/977 K. Sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Çekişmeli yerde orman sınırlamasının yapılarak kesinleştiği, sonradan yapılan 2/B madde uygulaması ile taşınmazın Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı anlaşılmıştır. Öncesi Devlet ormanı olan bir yer, 2/B uygulaması ile ancak Hazine adına çıkarılabilir. Orman kadastrosu çalışma tutanaklarında taşınmazın kişilerin kullanımında olduğunun yazılmış olması ismi geçen kişilere hak kazandırmayacağı gibi, 2/B niteliğindeki taşınmazın kullanım durumu 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi uyarınca yapılacak kullanım kadastrosu sırasında değerlendirileceğinden, kişinin, orman kadastrosu ve 2/B uygulaması sırasında çalışma tutanaklarında taşınmazın kullanıcısı olduğunun yazılmasını istemesinde hukukî yararı bulunmamaktadır. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu" hususlarına değinilmiştir.
Yargıtay bozma kararına uyan mahkemece bozma sonrasında yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, hüküm yargılama sırasında vefat eden davacının mirasçısı olan eşi ve aynı zamanda davalı olan ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesine göre dava, orman kadastro ve 2/B işlemi sırasında düzenlenen çalışma tutanaklarına zilyet olarak, davacının, kendi isminin yazılması istemine ilişkindir.
Yörede, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre 2007 yılında orman ve arazi kadastrosu yapılmış olup, 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B maddesi uygulamaları da 22/09/2010 tarihinde ilân edilmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 15/09/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.