23. Hukuk Dairesi 2012/4233 E. , 2012/6890 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 03.04.2012 gün ve 2012/1113 Esas 2012/2575 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırdığı kredi nedeniyle alacaklı olduğunu, bu alacağın tahsili için giriştikleri takibin, borçlunun itirazı üzerine durduğunu, sonrasında iflas ettiğine dair bilgi sunduğunu, dava tarihi itibariyle henüz iflas idaresinin teşekkül etmediğini ve bu nedenle itirazın iptali davasının müflise karşı açıldığını ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile % 40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, iflası nedeniyle davalarının iflas idaresince takip edildiğini bildirmiştir.
İflas idare memuru, davacının, iflas masasına başvurduğunu, alacağının ihtilaflı alacak olarak kayıt edildiğini ve davanın kayıt kabul davasına dönüştüğünü savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine dair karar, davacı vekilinin temyiz itirazı üzerine Dairemizce onanmıştır.
Bu kez, davacı vekili kararın düzeltilmesini istemiştir.
Mahkemece, dava dayanağı takibin 03.07.2008 günü başladığı, 20.11.2008 günü davalı borçlunun iflasına karar verildiği ve bu nedenle takibin düştüğü, itirazın iptali davasının koşulu olan geçerli bir ilamsız takibin somut olayda bulunmadığı, dava tarihi itibariyle davanın iflas eden borçlunun şahsına yöneltilemeyeceği ve dava şartı olmayan bir itirazın iptali davasının da kayıt kabul davasına dönüşemeyeceği gerekçe gösterilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
İİK’nun 193 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre, iflasın açılması, borçlu aleyhinde haciz yolu ile yapılan takiplerle, teminat gösterilmesine ilişkin takipleri durdurur. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre bu takiplerin düşmesi, ancak iflas kararının kesinleşmesi ile mümkündür.
... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20.11.2008 günlü iflas kararı ile davacının takibi durmuş ise de, bu iflas kararı 19. Hukuk Dairesi’nin 21.05.2009 gün ve 2009/2696-4710 E.K. sayılı kararı ile bozulduğundan, takibin düştüğü yönündeki kabulde isabet görülmemiştir. Yapılan yargılama üzerine iflas 14.10.2010 günü tekrar açılmış ve davacının icra takibi, iflas kararının kesinleştiği 07.01.2011 günü düşmüştür.
Ne var ki, davacı alacağını mahkeme huzuruna taşımış ve açtığı dava ile, alacağının maddi hukuk kapsamında hükme bağlanmasını istemiştir. Nitekim bu alacağın kaydı için başvurulan iflas idaresi de, alacağın masaya nizalı olarak kaydedilmesini ve eldeki davanın sonucuna göre işlem yapılmasını kabul etmiştir. Hal böyle iken, yargılamaya devam edilerek davacı alacağının mevcudiyetinin saptanması ve bu çerçevede bir karar verilmesi gerekirken, yazılı ve yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddinde ve ret kararının onanmasına dair Dairemizin 03.04.2012 gün ve 2012/1113-2575 E.K. sayılı kararında isabet olmadığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 03.04.2012 gün ve 2012/1113-2575 E.K. sayılı kararının kaldırılmasına ve hükmün BOZULMASINA, evvelce alınan onama harcı ile karar düzeltme harcının istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 23.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.