3. Hukuk Dairesi 2016/2719 E. , 2017/13450 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın yetkisizlik nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı bankanın ...... şubesinin borcunu ödeyemeyen 3.şahsa ait traktörü rehnettiğini, bu traktörü satın alması için davacıya teklif ettiklerini, alım-satım konusunda sözlü olarak anlaştıklarını, noter satışının ise icra satışından sonra yapılacağını bildirdiklerini, traktörün davacıya teslim edildiğini, davacının traktör için 8.620,00 TL bakım masrafı yaptığını, ancak traktörü davacı yerine başka bir şahsa devrettiklerini, bakım masrafı için başlatılan takibe itiraz edildiğini, masraflar sayesinde traktörün değeri arttığını, davalının sebepsiz zenginleştiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla itirazın iptaline, takibin devamı ve % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacı ile aralarında satış veya aracın bakımına ilişkin bir sözleşme olmadığını, ... ... Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, HMK"nun 20/1 maddesi gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren, kanun yoluna gidilip de başvurunun reddedilmesi halinde ise buna dair kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili Nöbetçi ... ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 14. maddesi 1. fıkrasına göre; bir şubenin işlemlerinden ... davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Böylece, tüzel kişinin şubesinin bulunması halinde, şubenin işlemlerinden dolayı şubenin bulunduğu yer mahkemesinde de dava açılabilmesine olanak tanınmaktadır.
Şubenin işlemlerinden dolayı, şubenin bulunduğu yer mahkemesinin yetkisi, dava açacak olan kişiler bakımından bir kolaylıktır. Eğer böyle bir hüküm bulunmasa idi, şubenin bulunduğu yerde değil, tüzel kişiliğin yerleşim yerinde dava açılmak zorunda kalınacaktı. Menfaatler dengesini sağlamak üzere, kanun koyucu hukuken şubenin tüzel kişiliği bulunmamasına rağmen, şubenin tüzel kişiliği temsilen orada faaliyette bulunmasını dikkate alarak şubenin işlemlerinden dolayı, tüzel kişiğin yerleşim yerinin yanı sıra şubenin bulunduğu yerde de dava açılabilmesine olanak tanımıştır. ( Prof. Dr. Ejder Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Yetkin Yayınları, 2. Baskı, ..., 2013, s. 161)
Yetkinin, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 14. maddesine göre belirlenmesi için; ortada hukuki ve teknik anlamda bir şube bulunması ve uyuşmazlık konusu işlemin davalı olarak gösterilen şubenin işleminden kaynaklanmış olması gerekir.
Şubenin yetkisi tüzel kişiliğin merkezinin yerleşim yeri ile ilgili genel yetkisini ortadan kaldırmaz. Davacı, ister şubenin bulunduğu yerde isterse tüzel kişiliğin yerleşim yerinde dava açabilir.
Somut olayda; davacı, davalı banka şubesi tarafından kendisine satıldığını iddia ettiği traktör için yapmış olduğu bakım masraflarından kaynaklı alacak için başlattığı takibe yapılan itrazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dosya kapsamında......şubesince yapılan herhangi bir sözleşme ya da yazılı bir işlem bulunmadığı sabit olduğu gerekçesiyle yetki itirazı kabul edilmiş ve davalının ikametgahı mahkemesine yetkisizlik kararı verilmiştir.
Halbuki yukarıda da açıklandığı gibi davacı, şubenin işleminden kaynaklandığını iddia ettiği talebi için ister şubenin bulunduğu yer mahkemesinde isterse de merkez yerleşim yer mahkemesinde dava açabilir. Davacı, bu seçimlik hakkını kullanarak davayı şubenin bulunduğu yer mahkemesinde açmıştır. Buna göre; HMK 14/1 maddesi kapsamında tüzel kişilerin şubelerinin işlemlerinden dolayı şubenin bulunduğu yer mahkkemesi de yetkilidir. Mahkemece, somut olay bakımından anılan yetki kuralı gözetilmeden davanın esasının incelenmesi yerine, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.