Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1830 Esas 2012/6884 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1830
Karar No: 2012/6884
Karar Tarihi: 22.11.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1830 Esas 2012/6884 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı kooperatif tarafından müvekkilinin üyeliği sonlandırıldığına dair deliller sunulmuş olsa da mahkeme, kesinleşmiş bir ihraç kararı olup olmadığına dair araştırma yapmamıştır. Bu nedenle mahkeme kararı BOZULMUŞ ve davaya ilişkin hukuki yararın devam edip etmediği incelenerek karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. 5219 sayılı Kanun'un 438/I. maddesi, 5236 sayılı Kanun'un 19. maddesi ve HUMK'a eklenen Ek-Madde 4 ise parasal sınır ve yeniden değerleme oranlarına dair hükümleri içermektedir.
23. Hukuk Dairesi         2012/1830 E.  ,  2012/6884 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince duruşmalı, davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmiştir. 5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK"nun 438/I. maddesindeki parasal sınır, 5236 sayılı Kanunun 19’uncu maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2011 yılı için 15.620,00 TL"dir.
    Temyize konu kararda reddedilen miktarın 13.003,50 TL olması nedeniyle, duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalı kooperatif tarafından müvekkiline ... 2. Noterliği aracılığıyla 29.200,00 TL borçlu bulunduğundan bahisle ihtarname gönderildiğini, ödenmemesi durumunda üyelikten çıkarılacağının bildirildiğini, müvekkilinin kooperatife borcu bulunmadığını, müvekkilinin kooperatif hissesini..."dan,..."nın da kooperatif eski başkanı ..."dan satın aldığını, aralarındaki sözleşmeye göre müvekkilinin sadece tapu devir masraflarından sorumlu olduğunu, tapu verilmediği için bu kalemden kaynaklanan borcu bulunmadığını, müvekkili ile aynı şartlarda olan diğer üyelere tapularının verilmesine karşın müvekkiline borç yüklenmesinin yasal dayanağı bulunmadığını ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı ile üyeliği devraldığı... arasındaki anlaşmanın kooperatifi bağlamadığını, peşin alındığı veya borcun bulunmadığı hususunda genel kurulda karar alınmadıkça üyenin borçlardan sorumlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı kooperatife ödemesi gereken bakiye borç tutarının 13.003,50 TL olduğu, bu miktarın ihtarname ile davacıdan talep edilen 29.200,00 TL"den düşülmesiyle davacının davalıya 16.196,50 TL borçlu olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 16.196,50 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1-Dava, üyelik nedeniyle davacının davalı kooperatife borcu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Davalı kooperatif vekili 25.01.2010 havale tarihli dilekçesi ile davacının üyelikten ihraç edildiğini savunarak, dilekçe ekinde 24.01.2008 ve 13.02.2008 tarihli
    ihtarnameler ile 04.04.2008 tarihli ihraç kararının tebliğine ilişkin noter ihtarnamesini sunmuştur. Buna karşılık davacı vekili ihraçla ilgili müvekkiline herhangi bir tebligat gelmediğini, kesinleşmiş bir ihraç kararı bulunmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece, çıkarma kararının bulunup bulunmadığı ve bulunuyorsa tebliğ edilip edilmediği, kesinleşip kesinleşmediği araştırılmamıştır. Hukuki yarar dava koşulu olup, mahkeme dava şartlarını re’sen incelemekle görevlidir. Hukuki yararın dava tarihi itibariyle değil, dava devam ettiği sürece ve kararın kesinleşmesine kadar devamı gereklidir. Gerçekten de, ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan kişinin, şayet yargılama sırasında bu ortaklık sıfatı sona erecek olursa, artık davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz. Zira, bu husus dava koşulu olup, davacının bu sıfatının yargılama sonuna ve kararın kesinleşmesine kadar devam etmesi zorunludur ve mahkemece re’sen gözönünde bulundurulmalıdır. Somut olayda, varlığı savunulan ihraç kararının bulunup bulunmadığı, varsa kesinleşip kesinleşmediği dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu durumda, mahkemece, davacının ihracına ilişkin anılan savunma üzerinde durularak, varsa kararın akibeti araştırılmalı, kesinleşmiş ise, işbu menfi tespit davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, üyelik koşulunun devam edip etmediği incelenmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
    2-Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.