(Kapatılan)13. Ceza Dairesi 2020/6396 E. , 2020/9402 K.
"İçtihat Metni"KANUN YARARINA BOZMA
Hırsızlık suçundan sanık ..."ın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 493/2-son ve 522. maddeleri gereğince 2 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/11/2003 tarihli ve 2001/1488 esas, 2003/843 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri gereğince yapılan uyarlama yargılaması sonucunda, sanığın 5237 sayılı Kanun"un 142/b ve 145. maddeleri gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/06/2005 tarihli ve 2005/257 müt. sayılı kararına karşı, Adalet Bakanlığı"nın 16.04.2020 gün ve 94660652-105-38-5719-2020-Kyb sayılı yazısı ile kanun yararına bozma ihbarında bulunulduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 20.05.2020 gün ve 2020/44409 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği,
MEZKUR İHBARNAMEDE;
Dosya kapsamına göre, 13/06/2005 tarihli ve 2005/257 müt. sayılı uyarlama kararından sonra, adı geçen sanık ile birlikte üç sanık hakkında Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/09/2006 tarihli ve 2005/794 esas, 2006/659 sayılı kararı ile verilen uyarlama kararının sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 03/12/2015 tarihli ve 2015/14553 esas, 2015/19226 karar sayılı ilamında yer alan, "Hükümlü ... hakkında Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 13.06.2005 tarih ve 2005/257 müteferrik sayılı ilam ile uyarlama yargılaması sonucu 5237 Sayılı TCK"nın 142/1-b, 145. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası verilmesine karşın; sanıklardan ... vekilinin temyizi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yeni yasa iadesi üzerine yeniden duruşma açılarak 28.09.2006 tarihli 2005/794-2006/659 sayılı ilamıyla, bu sefer 5237 Sayılı TCK"nın 142/1-e, 145. maddeleri uyarınca bir yıl hapis cezası verildiği, sonradan kurulan bu ikinci uyarlama hükmünün yok hükmünde olduğu ve hukuki değerden yoksun ve hukuken varlık kazanmayan bir kararın temyiz davasına konu edilmesi de mümkün geçerli kabul edilemeyeceğinden ve geçerli kabul edilen Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 13.06.2005 tarih ve 2005/257 müteferrik sayılı ilk uyarlama kararının da yeniden tebliğ edilmesine ilişkin Daremizin iade kararı üzerine de usulüne uygun olarak hükümlü ..."a tebliğ edilmesine karşın, 13.06.2005 tarihli ve 2005/257 müteferrik sayılı ilk uyarlama hükmüne yönelik bir temyiz isteminde de bulunulmadığının anlaşılması karşısında; açıklanan nedenlerle, hükümlü ... hakkında kurulan 28.09.2006 tarih ve 2005/794-2006/659 sayılı hükme yönelik, hükümlünün konusu bulunmayan temyiz itirazının 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE, 5252 sayılı Kanun’un 9/3. maddesine göre, gereğinin taktiri yönünden, mahkemesine gönderilmesi için dosyanın incelenmeden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, " şeklindeki açıklamalar karşısında, Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesinin sonradan kurulan 28/09/2006 tarihli ve 2005/794 esas, 2006/659 sayılı ikinci uyarlama hükmünün hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme ile Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 18/11/2005 tarihli ve 2005/2691 esas, 2005/3395 karar sayılı ve Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 13/10/2005 tarihli ve 2005/10431 esas, 2005/12718 karar sayılı ilâmlarına nazaran, sonraki kanunun unsurlarının veya özel hâllerinin değişmesi, cezanın teşdiden tayini nedeni sayılacak olguların tartışılması, alt ve üst sınırlar arasında bir oran belirlenmesi yada artırım veya indirim sebeplerinin değerlendirilmesi, cezanın paraya veya tedbire çevrilmesi veya ertelenmesi hususunda mahkemece takdir hakkının kullanılması ve böylece bireyselleştirme yapılmasının zorunlu olduğu hâllerde, duruşma açılmak suretiyle tüm bunların neden ve gerekçeleri de gösterilerek hüküm kurulması gerekeceği gözetilmeden, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesinin sonradan kurulan 28/09/2006 tarihli ve 2005/794 esas, 2006/659 sayılı ikinci uyarlama hükmünün hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğu belirlenerek yapılan incelemede,
Uyarlama yargılaması yapılırken infaz yasası hükümleri nazara alınmaksızın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesi ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme karşısında, önceki ve sonraki temel ceza kanunlarının ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın belirlenmesi gerektiği, temel cezanın ne şekilde saptanacağının belirlenmesi ve bireyselleştirmenin yapılması için de duruşma açılması gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden KABULÜ ile, Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13/06/2005 tarihli ve 2005/257 müteferrik sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na İADESİNE, 14/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.