Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5370
Karar No: 2019/5606
Karar Tarihi: 02.05.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2018/5370 Esas 2019/5606 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2018/5370 E.  ,  2019/5606 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi


    Taraflar arasında görülen davada ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi"nce verilen 18.12.2017 tarih ve 2017/1764-1973 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından duruşmalı istenmiş ve davalı ... ve Su İşleri Bakanlığı vekili avukat ... ile davacı ... Turizm Yat. ve İşl. A.Ş. vekili avukat ..."in huzuru ile duruşma yapılıp, temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:


    K A R A R

    Davacı, ... Milli Parkı sınırları içinde davalı tarafça verilen 4.6.1986 tarihli olur ile 65.000 metrekare alanda turizm tesisi yapılması için şirketleri lehine 49 yıllığına izin verildiğini, aynı olur doğrultunda Orman Kanunu"nun 17/3 maddesi gereğince 4.6.1986 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 49 yıllık irtifak hakkı tesis edildiğini, bu çerçevede 24.12.1986 tarihli taahhüt senedi uyarınca tahsis edilen saha üzerinde turizm tesisi işletmeye başladığını, 5.4.1995 yılında çıkarılan bir yönetmelik ile tahsis sahiplerine ekstra bir ödeme yükümlülüğü getirildiğini, ancak yönetmeliğin bu hükmüne dayanak olan Orman Kanunu"nun ilgili maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edildiğini, akabinde yönetmelik hükmünün de Danıştay tarafından iptaline karar verildiğini, sonrasında 22.03.2007 tarihinde Orman Sayılan Alanlarda Verilecek İzinler Hakkında Yönetmeliğin çıkarıldığını, yönetmelikle izin sahiplerinden gayrı safi yıllık gelirin %2"si oranında payın alınmasının öngörüldüğünü ve ancak bu payın alınmasının geçici 1. maddeyle devam eden izinlerde hak sahibinin talebi koşuluna bağlandığını, davalı idarenin kendilerinden de bu payın alınması için girişimde bulunduğunu, kendilerinin ise yönetmelikle getirilen %2 ödemeden sorumluluklarının bulunmadığını idareye bildirdiklerini, davalı idarenin 2007 ve 2008 yılları ile 1.1.2009-31.5.2009 dönemine ait %2 oranındaki miktarın tahsili için aleyhine dava açtığını, bu esnada 4916 sayılı yasa ile getirilen olanaklardan yararlanmak için ve aynı yasada derdest davanın olmaması koşulu öngörüldüğünden istenen bedelleri ihtirazı kayıtla ödediklerini ve idarenin açmış olduğu davanın ödeme nedeniyle konusuz kaldığından bahisle reddedildiğini, davalı idarenin taahhüt senedinde yer almayan bir hususta kendilerinden talepte bulunmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, ihtirazi kayıtla ödedikleri 1.527.018,21 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, süresinden sonra verdiği cevap dilekçesi ile uygulamanın kanuna ve yönetmeliğe uygun olduğunu, süresinde davanın açılmadığından zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile, 1.527.018,21 TL."nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davalı taraf istinaf talebinde bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi"nce bir üyenin muhalefeti ile davalının istinaf talebinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, 1.527.018,21 TL."nin davalıdan tahsiline, davalı kurum harçtan muaf olduğundan harç tahsiline yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı şirket ile davalı idare arasında öncelikle 450 yatak kapasiteli, 1. Sınıf tatil köyü nitelikli 24.12.1986 tarihli taahhüt senedi düzenlendiği, akabinde yatak kapasitesinin artırılarak 710 yatak kapasiteli 26.4.1994 tarihli yeni bir taahhüt senedinin imzalandığı, Orman Kanunu"nun 17/3 hükmü gereği 5.4.1995 tarihinde çıkarılan yönetmelik ile tahsis bedelinin yanı sıra, tahsis sahibinin yıllık gayrı safi gelirinin %2"sini ödemesinin kararlaştırıldığı, ancak yönetmeliğin dayanağı olan Orman Kanunu"nun ilgili maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle yönetmelik hükmünün de Danıştay tarafından iptal edildiği, 9.7.1999 tarih 1541 sayılı Turizm Bakanlığına ait denetim raporu ile yatak kapasitesinin 924 olarak tesbit edildiği, bu aşamada 19.7.2003 tarihinde 4916 sayılı kanunun yürürlüğe girmesi ile davacı şirketin kapasite artışı ile ilgili olarak anılan yasanın geçici 2. maddesinden yararlanmak üzere davalı idareye müracaat ettiği, davalı idarenin teftiş kurulu başkanlığının 31.1.2005 tarihli raporu ile davacı şirketin kapasite artışı ve eksik ödemeleri nedeni ile 4916 sayılı kanunun geçici 2. maddesinden yararlanabilmesi için yapması gereken teknik işlemler ve izin lehdarından tahsil edilecek alacakların tesbitini içeren 1.4.2010 tarihli bakanlık olurunda, 22.3.2007 tarihinde yürürlüğe giren orman sayılan alanlarda verilecek izinler hakkında yönetmelik hükümlerine göre %2 gayrisafi yıllık gelir payının 2007 yılından itibaren tesbit edilecek gecikme zamları ile birlikte tahsili için davalı idare tarafından 30.4.2010 tarihli yazının gönderildiği, 7.4.2015 tarihli yazı ile de, %2 gayri safi yıllık gelir ödemesinin yapılması ile taahhütnamenin imzalanacağı aksi halde izinin iptal edileceğinin bildirildiği, ödeme yapılmayınca ilgili yönetmelik gereğince alacağın tahsili için 15.4.2015 tarihinde davacı şirket aleyhine dava açıldığı, davacı şirketin 16.4.2015 tarihli 40823 evrak kayıt nolu yazı ile davalıya hitaben, sözkonusu ödeminin dava neticesine göre yapılacağı ve 4916 sayılı kanuna göre yeni taahhüt verilmesi için süre verilmesinin talep edildiği ve 27.4.2015 tarihli yazı ile de; taahhüt senedinde kira bedelinin belirlendiği bunun dışında gelir payının ödenmesinin söz konusu olmadığı, yönetmelik hükmünün yeni taahhüt senedine ilavesi ile istirdat davası açma hakkının saklı tutulması kaydıyla ödeme yapılacağının bildirildiği ve hasılat payı ve gecikme zammı toplamanın 19.6.2015, 3.7.2015 ve 11.12.2015 tarihlerinde ödendiği, açılan davanın da 16.12.2015 tarihinde konusuz kaldığından kakar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, 22.3.2007 tarihli yönetmeliğe uygun olarak da taraflar arasında 24.11.2016 tarihinde yeni kesin izin taahhüt senedinin imzalandığı tüm dosya kapsamı ile birlikte, dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
    Davacı şirket, verilen 26.4.1994 tarihli taahhüt senedi ile kira bedelinin ne şekilde ödeneceğinin kararlaştırıldığını ve taahhüt senedinden sonra yürürlüğe giren 22.3.2007 tarihli yönetmelik hükmü gereğince ilave ödemenin sözkonusu olamayacağını, kapasite artışı nedeni ile verilen iznin iptal edilmemesi ve 4916 sayılı yasanın geçici 2. maddesi gereğince yeni taahhüt senedinin imzalanması imkanından yararlanmak için, haksız olarak talep edilen ödemeleri ihtirazı kayıt ile yaptığını, bu konuda en son 24.11.2016 tarihinde imzalanan taahhüt senedine de ek madde ilave edildiğini ileri sürerek yaptığı ödemelerin istirdadını eldeki dava ile talep etmiştir.
    Uyuşmazlığın tesbiti açısından yukarıda bildirilen mevzuat hükümlerinin açıklanıp değerlendirilmesi önem arzetmektedir. 22.3.2007 tarihli "Orman Sayılan Alanlarda Verilecek İzinler Hakkında Yönetmelik" ile Orman Kanunu gereğince verilecek muvafakat, izin ve irtifak haklarının uygulama usul ve esaslarının düzenlendiği ve geçici 1. Maddesinde "Bu yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce verilen izinlerin süre uzatımında ve devirlerinde aynıca devam eden izinlerde izin lehdarının talebi halinde bu yönetmelik hükümleri uygulanır ve buna uygun yeni taahhüt senedi alınır." geçici 2-19 maddesinde de, izin karşılığı olarak ayrıca %2 oranında gayrisafi yıllık gelir payının tahsil edileceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
    4916 sayılı "Çeşitli Kanunlarda ve Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamade Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" başlıklı kanunun geçici 2. Maddesinde de "Kanunları uyarınca turizm yatırımı yapılmak amacıyla adlarına kamu arazisi tahsis edilen ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, ilgili bakanlıkların iznine tâbi işlemleri izinsiz olarak gerçekleştiren veya sözleşmelerine aykırı davranan yatırımcılar ve işletmeciler hakkında açılan davalardan; cari yıl proje maliyet bedelinin %3’ü ile dava masraflarını defaten ödemeleri, sözleşmeden doğan mali yükümlülüklerini yerine getirmeleri ve ilgili bakanlıklar ile yeniden sözleşme yapmaları kaydıyla vazgeçilir, bu şartların yerine getirilmesi kaydıyla, dava açılması gerekenler için ise dava açılmaz ve tahsisleri devam eder." düzenlemesinin getirildiği anlaşılmaktadır.
    Davacı şirket tarafından izne tabi işletmenin yatak kapasitesinin izinsiz artırılması nedeniyle, mevcut iznin iptalinin gündeme gelmesi ile davacının 4916 sayılı kanunun geçici 2. maddesinden yararlanması gerektiğinin davalı Bakanlığın 1.4.2010 tarih ve 25 nolu olur ile tesbit edildiği ve bu olurda dava konusu alacağın da tahsil edilmesi gerektiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Davacı bu konudaki talebe ilişkin olarak aleyhine açılan alacak davasının sonucunu beklememiş ve davalı idare talebi doğrultusunda ödeme yapmıştır. Öyle ki, davacı sözkonusu olurun iptali ya da yatak kapasitesini 26.4.1994 tarihli taahhütte belirtilen seviyeye çekme yolunu seçmemiş ve izne aykırılığının telafisi için anılan 4916 sayılı yasadan yararlanmak için öngörülen mali yükümlülüğünü yerine getirme yolunu seçmiştir. Bu mali yükümlülüğün; davalı bakanlık olur tarihi ile yeni taahhüt verilme tarihinden önce 2007 yılında yürürlüğe giren yönetmelikle belirlenen bedeli de kapsadığının kabulü gerekir. Bu aşamadan sonraki ödemelerin ihtirazi kayıtla yapılmasının bir öneminin bulunmadığı ve sonuca etkili olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı şirket tarafından verilen 24.11.2016 tarihli taahhütnamenin "özel hükümler" başlıklı maddesindeki düzenleme ile ise, ödemeden sonra şirket tarafından dava açılması halinde, gecikme zammı talep edilmeyeceğinin kararlaştırıldığı, dolayısıyla bu bedellerin idare tarafından iade edileceğine ilişkin bir düzenlemenin de bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Yukarıda açıklanan yazışmalar, mevzuat hükümleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirketin istirdat talebinin yerinde olmadığı, mahkemece verilen kabul kararının eksik inceleme ve yanlış değerlendirmeye dayalı olduğu ve bu nedenlerle bu hususa yönelik davalının istinaf başvurusunun kısmen reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun kısmen reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 2.037,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 02/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi