
Esas No: 2018/2550
Karar No: 2019/432
Karar Tarihi: 21.01.2019
Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2018/2550 Esas 2019/432 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkeme : Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : 1-İsitnaf başvurusunun esastan reddi(sanık ... hakkında)
2-Mahkûmiyet(sanık ... hakkında)
Bölge Adliye Mahkemesi"nce verilen hüküm sanıklar ve müdafileri tarafından temyiz edilmekle, temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
1- Sanık ... hakkındaki hükmün temyiz incelemesinde:
5271 sayılı CMK"nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile, CMK"nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak sanık ve müdafiinin TCK 192. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine dair dair temyiz istemlerinin CMK 294/2. maddesi kapsamında olduğu ve hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek anılan sebebe bağlı olarak yapılan incelemede, sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükme ilişkin “istinaf başvurusunun esastan reddine” dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi’nin kararı hukuka uygun bulunduğundan, sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz isteklerinin CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Sanık ... hakkındaki hükmün temyiz incelemesinde:
5271 sayılı CMK"nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile, CMK"nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak sanık ve müdafiinin beraat kararı verilmesi gerektiğine, mahkumiyete yeterli delil bulunmadığına dair dair temyiz istemlerinin CMK 294/2. maddesi kapsamında olduğu ve hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek anılan sebebe bağlı olarak yapılan incelemede;
Ceza muhakemesi hukukumuzda mahkemelerce bir yargılama faaliyetinin yapılabilmesi ve hüküm kurulabilmesi için yargılamaya konu edilecek eylemle ilgili, usulüne uygun olarak açılmış bir ceza davası bulunması gerekmektedir. 5271 sayılı CMK.nun 170/1. maddesi uyarınca ceza davası, dava açan belge niteliğindeki icra ceza mahkemesine verilen şikâyet dilekçesi, son soruşturmanın açılması kararı gibi istisnai hükümler dışında kural olarak Cumhuriyet Savcısı tarafından düzenlenecek bir iddianame ile açılır. Anılan Kanun"un 170. maddesinin 4. fıkrasında da; "iddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır" düzenlemesine yer verilmiştir.
CMK.nun 225. maddesi uyarınca ise; "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir. Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir.” Bu madde gereğince hangi fail ve fiili hakkında dava açılmış ise, ancak o fail ve fiili hakkında yargılama yapılarak hüküm verilebilecektir.
Anılan kanuni düzenlemelere göre, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu iddia olunan eylemin dışına çıkılması, dolayısıyla davaya konu edilmeyen fiil veya olaydan dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması kanuna açık aykırılık oluşturacaktır. Öğretide “davasız yargılama olmaz” ve “yargılamanın sınırlılığı” olarak ifade edilen bu ilke uyarınca hâkim, ancak hakkında dava açılmış bir fiil ve kişi ile ilgili yargılama yapabilecek ve önüne getirilen somut uyuşmazlığı hukuki çözüme kavuşturacaktır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 305/1 maddesine göre ‘Tavzih, bir hükmün yeterince açık olmaması veya icrasında duraksama uyandırması ya da birbirine aykırı fıkralar içermesi nedeniyle tarafların hükmün gerçek anlamının açıklanmasını veya duraksama ya da aykırılığın giderilmesini istemelerine’ denilmektedir. Ceza hukukunda ise benzer düzenleme 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 98. maddesinde ‘Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir" şeklindedir. Görüleceği üzere tavzih hüküm fıkralarında oluşacak tereddütlerin açıklanmasına yöneliktir.
İncelenen dosyada sanıklar hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan cezalandırılmaları talebiyle 14.03.2017 tarihinde kamu davası açıldığı, Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2017/119 esas ve 2017/268 karar sayılı dosyasından 22.05.2017 tarihli duruşmada Konya Cumhuriyet Başsavcılığı"ndan iddianameye ilişkin tavzih istenmesi üzerine 09.07.2016 tarihli aynı soruşturma, esas ve iddianame no ile UYAP dışı yeni bir iddianame düzenlenerek sanık ... hakkında TCK’nın 281. maddesi uyarınca suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan cezalandırılmasının talep edildiği, mahkemece yeni düzenlenen iddianameye dayanarak sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma ve suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçlarından beraat kararı verildiği, Cumhuriyet savcısının sanık ... hakkında suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan mahkumiyetine ilişkin istinaf talebi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir.
Buna göre; dosyada mevcut 14.03.2017 tarihli iddianameye göre sanık ...’in savunma hakkı kısıtlanmadan savunmasının alınması ve buna göre uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan karar verilmesi gerekirken, 5271 sayılı CMK"nun 170/3-4. maddelerinde belirtilen yasal unsurları içermeyen 09.07.2016 tarihli iddianameye dayanılarak hem uyuşturucu madde ticareti yapma hem de suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan hükümler kurulması,
Mahalli Cumhuriyet Savcısının istinaf talebinin, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan verilen beraat hükmüne ilişkin olmasına karşın, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan hakkında herhangi bir istinaf talebi bulunulmayan sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, CMK"nın 302. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 21.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.