3. Ceza Dairesi 2018/5221 E. , 2019/258 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Beraat, mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Sanık ... hakkında katılan ..."ye karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın yokluğunda verilen kararın, dosyada bilinen son adresine 07.01.2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği; ancak sanığın 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra 19.01.2015 havale tarihli dilekçesi ile hükmü temyiz ettiği anlaşılmakla, sanığın temyiz isteminin 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2) Sanık ... hakkında katılan ..."e karşı kasten yaralama suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik sanık müdafii ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık müdafiin temyiz isteminin, beraat eden sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine yönelik olduğu anlaşılmıştır.
Aynı yargılama kapsamında, sanık hakkında katılan ..."ye karşı kasten yaralama suçundan, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, sanığın üzerine atılı tüm suçlardan beraat etmediği ve bu nedenle beraatine karar verilen bu suç yönünden vekalet ücretine hak kazanamayacağı anlaşılmakla, vekalet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık müdafii ve o yer Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
3) Sanık ... hakkında katılan ..."ye karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Katılan hakkında düzenlenen adli rapora göre; sanığın eylemi nedeniyle katılanın, yaşamını tehlikeye sokan bir duruma ve hayat fonksiyonlarını ağır (4.) derecede etkileyen kemik kırığına neden olacak şekilde yaralandığı olayda, sanık hakkında hüküm kurulurken, yalnızca en ağır cezayı gerektiren 5237 sayılı TCK"nin 87/1-d-son maddesi gereğince artırım yapılması, TCK"nin 87/3. maddesi gereğince ayrıca artırım yapılmayarak, birden fazla nitelikli halin ihlali ile atılı suçu işleyen sanık hakkında, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak TCK"nin 86/1. maddesi gereğince temel cezaya hükmedilirken, TCK"nin 3. maddesindeki orantılılık ilkesi gereğince, sonuca etkili ve hakkaniyete uygun şekilde alt sınırdan uzaklaşılması isabetli olduğundan, tebliğnamedeki 3 numaralı bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) Katılanın aşamalarda alınan beyanlarında kendisine taş, sopa ve tahra ile saldırıldığını iddia etmesi ve yaralanmasının niteliğine ilişkin adli rapor içeriği karşısında, katılandaki yaralanmanın düşme sonucu mu yoksa künt bir cisim ile mi meydana gelmiş olabileceği hususunda uzman hekim raporu aldırılması ve yine katılanın olayın yaşandığı yerin taşlık olmadığını beyan etmesi karşısında gerekirse olay yerinde keşif yapılması suretiyle sanık hakkında TCK"nin 86/3-e maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
b) Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
c) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
4) Sanık ... hakkında katılan ..."ye karşı kasten yaralama suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekili ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Katılanın aşamalarda alınan beyanlarında sanık ... ile birlikte sanık ..."in de kendisine silahtan sayılan cisimle saldırıp yaraladığını iddia etmesi ve yaralanmasının niteliğine ilişkin adli rapor içeriği karşısında, katılandaki yaralanmanın düşme sonucu mu yoksa künt bir cisim ile mi meydana gelmiş olabileceği hususunda aldırılacak olan uzman hekim raporu ve yine katılanın olayın yaşandığı yerin taşlık olmadığını beyan etmesi karşısında gerekirse olay yerinde yapılacak olan keşfin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
5) Sanıklar ..., ... ve ... hakkında karşılıklı hakaret suçundan ceza verilmesine yer olmadığına dair hükümlere yönelik sanık ... müdafii ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık ... müdafiin temyiz isteminin, beraat eden sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine yönelik olduğu anlaşılmıştır.
Sanıkların aşamalarda alınan istikrarlı savunmalarında karşı tarafın kendisine hakarette bulunduğunu iddia etmeleri, bu iddiaların anlatıma ve oluşa uygun olması karşısında, suçun sübuta erdiğinin kabulü ile TCK"nin 125/1-4, 129. maddeleri gereğince hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.01.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.