Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın üç kez mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılanların çeşitli sorunları nedeni ile fal baktırmak için sanığın evine gittikleri, sanığın katılanların falına bakarak aileleri ile ilgili çeşitli sorunlarından bahsettiği ve bu sorunlarını halletmesi karşılığında katılan ..."dan 24 ayar 700 TL değerinde altın künye ve 40 TL, katılan ..."dan altın yüzük ve 55 TL, katılan ...’tan bir çift altın küpe, tek taş altın yüzük ve 100 TL paralarını aldığı, daha sonra "ben bu paralarınızı ve altınlarınızı okutturayım yarın getiriyim" dediği, katılanlara para ve ziynet eşyalarını geri iade etmediği, sanığın bu şekilde nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık savunması, katılan ifadeleri ve dosya kapsamından sanığın mahkumiyetine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında aynı suçu katılanlara karşı tek bir fiille işlenmesi nedeniyle eylem tek kabul edilerek TCK"nın 43/2. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekirken sanığın ayrı ayrı cezalandırılması yoluna gidilerek fazla ceza tayini, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.