17. Hukuk Dairesi 2010/1575 E. , 2010/4435 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Devrek Asliye 1 Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı ... vekili ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların sürücü ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı olduğu aracın müvekkillerinin desteğine çarparak ölümüne neden olduğunu, bu suretle müvekkillerinin destekten yoksun kaldığı ve manevi zarar gördüklerini ileri sürerek, ıslahla birlikte toplam 12.096,33 TL maddi ve 80.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizleriyle, davalı sigortanın poliçedeki limit dahilinde davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., kusurlu olmadığını savunmuştur.
Davalı ... vekili, limitle ve kusura göre sorumlu olduklarını savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne, toplam 11.292,57 TL maddi tazminatın temerrüt faiziyle her iki davalıdan ve her bir davacı için 3.500,00’er TL manevi tazminatın davalı ...’tan yasal faiziyle tahsiline, davacı ...,... ’ın maddi tazminat talepleri ile diğer fazla istemlerin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-07.10.2004 tarih, 25606 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ve 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5236 sayılı Kanun ile HUMK’na eklenen ek madde 4 ile aynı yasanın 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2009 tarihinden itibaren 1.400.00 YTL’ye çıkarılmıştır.
Mahkeme karanında davacılar ...,...,... hakkında temyize konu edilen maddi tazminata ilişkin kurulan hüküm, anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Bu itibarla, davacılar vekilinin, anılan davacılar hakkındaki temyiz isteminin hükmün kesin olması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin diğer müvekkilleri hakkındaki temyiz istemlerine gelince; dosya içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin diğer müvekkillerine ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-Davalı ... vekilinin temyizine gelince, mahkemenin yargılama harç ve giderleri bakımından kurduğu hükümlerde, davalı ... bakımından manevi tazminat istemi hakkında kabul kararı verilmediği halde, yargılama harç ve giderleri bakımından her iki davalı için birlikte hüküm kurulmuştur. Oysa HUMK’nun 417. maddesine göre, tarafların haklı çıktıkları oranda yargılama giderlerinin paylaştırılması gerekir.
Bu itibarla, davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde olup, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiş ise de anılan yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 3 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 8 ve 9. bentlerinin sonuna, “Davalı sigortanın yalnızca hükmedilen maddi tazminatın toplam tazminata oranı üzerinden sorumlu tutulmasına” ibaresinin eklenmesine, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcından mahsubuna, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Ergo İsviçre Sigorta AŞ"ye geri verilmesine 10.5.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.