MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.09.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.02.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, yola elatmanın önlenmesi istemiyle açılmıştır.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece dava reddedilmiştir.
Hükmü davacı temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 715. ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16. maddeleri hükmü gereğince yollar ya kadimden beri veya tahsis suretiyle bu amaçla kullanılan kamu malı niteliğindeki yerlerdendir. Bu gibi yerlerin haritasında gösterilmiş olması yeterlidir.
Somut olaya gelince; dosya arasında bilirkişilerce düzenlenen 11.01.2010 tarihli raporda davalının A ve B harfi ile gösterilen kısımlarda yola elattığı, davacının ise D ve E harfi ile gösterilen kısımlarda yola elattığı tespit edilmiştir. Mahkemece davacının kendi tecavüzüne rağmen davalının elatmasının önlenmesini istemesinin dürüstlük kurallarına aykırı düşeceği gerekçesi ile dava reddedilmiştir. Bilirkişi raporlarına göre davalının yola elattığı sabit olmasına rağmen, davacının yola elatmasının ayrı bir dava konusunu oluşturacağı düşünülmeden davanın reddedilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 12.07.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.