19. Hukuk Dairesi 2016/11215 E. , 2018/2790 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasındaki asıl itirazın iptali-karşı alacak davalarının yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerle asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabul, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükümlerin davalı-karşı davacı vekilince duruşmalı, davacı-karşı davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-karşı davalı vekili Av. ... ile davalı-karşı davacı vekili Av. ... gelmiş olduğundan, duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, davacının davalıya iplik satıp teslim ettiğini, ancak davalının bakiye satış bedelini ödemediğini, bakiye alacağın tahsili için davalı hakkında .... 6. İcra Dairesi’nin 2010/21781 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına ve % 40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davacının taahhüt etmiş olduğu malın tamamını teslim etmediğini, teslim etmiş olduğu malı da geç teslim ettiğini savunarak davanın reddi ile % 40 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Karşı davada davacı vekili, asıl davacının teslim etmesi gereken malı zamanında teslim etmemesi sebebiyle zararlarının oluştuğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 USD menfi zarar, 3.000,00 USD yoksun kalınan kar, 8.085,00 USD fazladan yapılan masraf olmak üzere toplam 21.085,00 USD zararın dava tarihinden itibaren işleyecek döviz mevduatlarına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline, davacı-karşı davalının asıl davada haklı çıkması durumunda ise mahsup ve takasın yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Karşı davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, alınan bilirkişi kök ve raporlarına itibar edilerek asıl davada, taraflar arasında yapılan sözleşme ile davacının .....’dan ihraç yolu ile satıp davalıya teslim etmeyi taahhüt ettiği 308.000,00 USD kıymetindeki ürünün yalnızca 119.425,99 USD’lik kısmını satıp teslim ettiği, dolayısıyla teslim edilen kısım yönünden alacağa hak kazandığı, hak kazanılan bu bakiye alacağın 42.507,19 USD’lik kısmının davalı tarafça ödenmediği, karşı davada ise, davacı-karşı davalının teslimatını yapmış olduğu ürünleri geç teslim ettiği, bu sebeple sözleşmenin 7.1 maddesi hükmü uyarınca davalı-karşı davacının 11.943,59 USD cezai şart alacağına hak kazandığı, bununla birlikte davalı-karşı davacının teslim edilen kısma ilişkin bakiye alacağı ödemediğinden asıl davaya konu takibin başlatılmasına sebebiyet verdiği, bu sebeple ödememe olgusunun geriye kalan sevkiyatın durdurulmasına sebep olduğu yönündeki davacı-karşı davalı savunmasına itibar edildiği, bu meyanda davalı-karşı davacının piyasadan mal teslim etmesi sebebiyle uğramış olduğunu iddia ettiği zararı isteyemeyeceği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Davacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinden; davacı-karşı davalı vekili mahkeme kararını davalı-karşı davacı yararına hükmolunan tazminat açısından temyiz etmektedir. Mahkemece karşı davada davalı-karşı davacı lehine hükmolunan tazminat, taraflar arasındaki sözleşmede öngörülen cezai şarta ilişkindir. Ancak davalı-karşı davacı vekili, karşı dava dilekçesinde menfi zararlarını, müspet zararlarını ve yapmış olduğu bir kısım akreditif ve nakliye bedellerini istemiş olup, sözleşmede öngörülen cezai şart açısından bir talepte bulunmamış, bilirkişi raporlarında bu hususun ifade edilmesinden sonra ise mahkemeye sunduğu ıslah dilekçesinde (miktar artırımına ilişkin) bu kalemi de talep etmiştir. Islah ile müddeabih artırılabilir ise de, çeşitlendirilmesi söz konusu değildir.
Hal böyle olunca karşı dava dilekçesinde talep edilmeyen, bilirkişi raporları ile ifade edilen ve ıslah dilekçesinde de konu olarak açıklanmayıp, miktar olarak ıslah edilen cezai şarta ilişkin olarak davalı-karşı davacı yararına 11.942,59 USD tazminata hükmolunması doğru görülmemiştir.
2-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı-karşı davacı vekilinin karşı davaya yönelik tüm, asıl davaya yönelik aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-Mahkemece her ne kadar asıl davada, “…alacak likit olduğundan dolar cinsinden alacağın ödeme tarihindeki yani takip tarihindeki TL karşılığı üzerinden % 40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiş ise de, hüküm kendi içerisinde çelişkili olduğu gibi, infaz edilebilir nitelikte de değildir. Mahkemece hüküm altına alınan dolar cinsinden alacak, takip tarihi itibariyle ..... efektif satış kuru üzerinden TL’ye çevrilmeli ve bu miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmolunmalıdır. Bu husus gözetilmeden hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bend uyarınca hükmün temyiz eden davacı-karşı davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bendde belirtilen nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin karşı davaya yönelik tüm, asıl davaya yönelik sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bend uyarınca hükmün temyiz eden davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan taraflar yararına takdiren 1.350,00"şer TL duruşma vekalet ücretinin birinden alınarak yek diğerine verilmesine, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 17/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.