Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3170
Karar No: 2019/2918
Karar Tarihi: 19.03.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/3170 Esas 2019/2918 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2017/3170 E.  ,  2019/2918 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi dahili davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19/03/2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden taraftan gelen olmadı. Karşı taraftan Hazine vekili Av. ..ve ... ve müşterekleri vekili...geldi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili, Hazineye karşı açtığı davada, vekil edenlerinin murisi ... Şevki Acar"ın dava konusu 58 ada 23 parsel sayılı taşınmazın 3/4 maliki olduğunu, taşınmazın 1/4 maliki olan Osman kızı Hanife isimli şahsı tanıyan ve bilen olmadığını, dava konusu taşınmazı eklemeli zilyetlikle 59 yılı aşkın süredir kullandıklarını belirterek, TMK"nin 713/2 maddesi gereğince kim olduğu tespit edilemeyen Osman kızı Hanife"nin 1/4 payının iptali ile vekil edenleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın Osman kızı Hanife adına kayıtlı olduğunu, içtihatlara göre TMK"nin 713/2. fıkrası gereğince söz konusu davanın kayıt malikine karşı açılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Dahili davalı ... vekili, dosyada veraset ilamının dahi olmadığını, dahili davalı olarak davaya katılmalarının yanlış olduğunu, TMK"nin 713/2 maddesi şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacıların zilyetliğinin 20 yılı geçtiği TMK"nin 713/1. maddesinde yer alan 20 yıl önce ölmüş ibaresi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişse de davacıların kazanma koşullarının Anayasa Mahkemesinin iptal kararını aldığı 17/03/2011 tarihinden önce oluştuğu ve kazanma koşullarının oluştuğu anda mülkiyet hakkının doğduğu gerekçesi ile dava konusu 58 ada 23 parsel numaralı taşınmazda Osman kızı Hanife adına kayıtlı 1/4 payın iptali ile, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1981/ 698 Esas, 1981/ 622 Karar, 2008/244 Esas, 2008/204 Karar ve ... 9. Noterliğinin 46967 yevmiye numaralı 29/12/2014 tarihli mirasçılık belgeleri doğrultusunda davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline , Hazineye karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiş, hüküm duruşma talepli olarak dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    04.06.1958 tarihli ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak Kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Nitekim 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. maddesinde hâkimin, Türk hukukunu resen uygulayacağı belirtilmiştir. Bu ilke gereği açılan davayı nitelemek ve açılmış bir dava hakkında doğru hukuk kurallarını bulup uygulamak hâkime düşen bir görevdir.
    Eldeki dava yönünden öncelikle çözümlenmesi gereken husus; davanın, TMK"nin 713/2. fıkrasında düzenlenen “...Maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan...” hukuki sebebine mi yoksa mahkemenin nitelemesi gereği aynı kanun maddesi kapsamında olan "... ölüm..."hukuki sebebine mi ilişkin olduğudur.
    Somut olayda, davacılar vekili dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazda 1/4 pay sahibi olan Osman kızı Hanife"yi tanıyan ve bilen olmadığını, yine 14/11/2013 tarihli ön inceleme duruşmasında da, tapu malikinin kim olduğunun bilinmediğini belirterek, dava dilekçesini tekrarlamıştır. Bu durumda davanın, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK"nin 713/2. fıkrasında düzenlenen “...Maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan...” hukuki sebebine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğu açıktır. HMK"nin 141. maddesinde ifadesini bulan " taraflar,cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe ,ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakatı ile iddia veya savunmalarını genişletebilirler..." maddesi de gözönüne alındığında, mahkemece, davanın "...ölüm..."hukuki sebebine dayalı olarak nitelendirilerek kabul kararı verilmesinin doğru olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Bu kapsamda yapılan incelemede;
    Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK"nin 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan maddede, "Aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya yirmi yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir.
    Kanunun açık hükmü dikkate alındığında tapu sicilinden malikin kim olduğunun anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak, kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelerin tapu sicilinden (kütüğünden) çıkarılmasının imkansız olmasıdır. (Yargıtay HGK"nin 10.04.1991 tarihli ve 1991/8-51 Esas, 194 Karar ve 15.04.2011 tarihli ve 2011/8-111 Esas, 2011/180 Karar sayılı ilamları). Genel olarak, gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekir. Ayrıca, tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı mevhum adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığı kabul edilir. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malik; tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs demek değildir.
    Somut olayda, dava konusu 58 ada 23 parsel sayılı taşınmazın 1/4 payının... adına kadastro ile 16/12/1937 yılında tescil edildiği, tescile esas tapulama tutanağında da, 1/4 payın Osman kızı Hanife adına tespit gördüğü ve tespitin bu şekilde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca; dava konusu taşınmazın kadastro beyannamesine, tapu kaydına ve tüm dosya kapsamına göre,tapu malikinin adı ve baba adı yazılı bulunan tanınan ve bilinen kişi olduğu ortadadır. O halde; maddede yazılı koşulların gerçekleştiğini kabule olanak bulunmamaktadır. Mahkemece, bu hususlar dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonunda davacının talebinin TMK"nin 713/2. maddesindeki ölüm hukuki sebebine dayandırdığı ve koşulların oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, dahili davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 19/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi