22. Hukuk Dairesi 2015/4802 E. , 2016/9857 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, herhangi bir devamsızlığı olmamasına rağmen üç gün üst üste işe gitmediği gerekçesiyle iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davacının 31.01.2013 tarihinde kesimhane bölümünde işveren ve amirleri tarafından kendisine verilen emir ve talimatlara aykırı davranarak ve görevini yaparken gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek mikro polyester özellik ve su iticilik niteliğine sahip kumaşlardan 34 top 5019 metre kumaşın zayi olmasına sebep olduğunu, bu konuda tutanak tutulduğunu, bu zayinin şirketin zararına yol açtığını, davacının son olarak 25.03.2013, 26.03.2013 ve 27.03.2013 tarihlerinde iş yerine gelmediğini, bu konuda savunma istenmesine rağmen savunma vermediğini, 02.04.2013 tarihinde işe gelmeme sebebini bildirmesi aksi halde iş sözleşmesinin feshedileceği hususunda işçiye ihtarname çekildiğini ve feshin haklı sebebe dayandığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-İş sözleşmesinin, işçinin devamsızlıkta bulunması sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (g) alt bendinde, “işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi” halinde, işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu kurala bağlanmıştır.
İşverenin ücretli ya da ücretsiz olarak izin verdiği bir işçinin, izin süresince işyerine gitmesi beklenemeyeceğinden, bu durumda bir devamsızlıktan söz edilemez. Ancak yıllık izin zamanını belirlemek işverenin yönetim hakkı kapsamında olduğundan, işçinin kendiliğinden ayrılması söz konusu olamaz. İşçinin yıllık iznini kullandığını belirterek işyerine gelmemesi, işverence izinli sayılmadığı sürece devamsızlık halini oluşturur.
Somut olayda, davacı işçi herhangi bir devamsızlığı olmamasına rağmen üç gün üst üste işe gitmediği gerekçesiyle iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerken, davalılar 25.03.2013, 26.03.2013 ve 27.03.2013 tarihlerinde iş yerine gelmediğini, bu konuda savunma istenmesine rağmen savunma vermediğini, 02.04.2013 tarihinde işe gelmeme sebebini bildirmesi aksi halde iş sözleşmesinin feshedileceği hususunda işçiye ihtarname çekildiğini ve feshin haklı sebebe dayandığını savunmuşlardır. Mahkemece, diğer işçilere izin verildiği ancak davacıya yıllık izninin haksız yere ve gerekçesiz olarak kullandırılmadığı, davacı üzerinde baskı oluşturarak istifaya zorlandığı, bu durumda davalı tarafın iş sözleşmesini davacının dört günlük yıllık izninin de olduğu düşünüldüğünde haksız olarak feshettiği gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı fesih konusu yapılan devamsızlıkla ilgili tarihsiz savunmasında, 26.03.2013 günü iş olmadığından elemanlarına bir hafta boyunca ücretsiz izin verildiğini, kendisinin de 26.03.2013 günü 17:30"a kadar fabrikada kaldığını, iş olmayınca eve gittiğini, elemanları olmadığından ertesi günü işe gitmediğini, 28.03.2013 günü elemanları olmadığı halde işe gelip işbaşı yaptığını beyan etmiştir. Dosyada 25.03.2013 tarihli işyerini terk tutanağı ve devam eden iki gün için de devamsızlık tutanakları bulunmaktadır. 02.04.2013 tarihinde 25.03.2013"ten itibaren devam eden devamsızlığı sebebiyle mazeretini bildirmesi aksi halde iş sözleşmesinin feshedileceği hususu davacıya ihtar edilmiştir. Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıkları davacının bir gün işe devamsızlık yaptığını, davalı tanıkları ise iki buçuk ya da üç gün devamsızlığı bulunduğunu belirtmişlerdir. Davalı tanıklarından biri tutanak mümzi olup, tutanakların içeriğini doğrulamıştır. Taraf iddia ve savunmaları, tanık anlatımları ile dosyadaki delil ve belgeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalı işveren işyerinde üretim olmadığı için işçilere bir süre ücretsiz izin verildiği, sadece davacı ile ..... isimli işçiye izin verilmediği ve izinden muaf tutuldukları, ancak davacının diğer işçilere izin verilip kendisine verilmemesi sebebi ile devamsızlık yaptığı ve devamsızlığının iki iş gününden fazla olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Davacının varsa bakiye yıllık ücretli iznini kullanmak istediği ve bunun işverence reddedildiğine ilişkin herhangi bir delil sunulmamıştır. Ayrıca, davacıya ücretsiz izin verilmemesi, iddia edilenin aksine işçinin daha lehinedir. İşverence kendisine ücretsiz izin verilmediği halde izinsiz ve mazeretsiz olarak işe gelmediği sabit olan davacının iş sözleşmesinin, işverence haklı sebeple feshedildiğinin kabulü dosya içeriğine daha uygun düşecektir. Bu durumda, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-İşverenin dava tarihinden önce temerrüde düşürülmesi durumunda, istekle bağlı olarak temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmelidir. Bunun dışında dava veya ıslah tarihlerinden itibaren talep edilen miktarlarla sınırlı olarak faize karar verilmelidir.
Somut olayda, kısmi olarak açılan davada fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuş ve bilirkişi raporunun aldırılmasının ardından dava ıslah edilerek eksik harç tamamlanmıştır. Dava tarihinden önce işverenin temerrüde düşürüldüğü iddia ve ispat olunmadığına göre, ihbar tazminatı ve fazla çalışma alacakları yönünden dava ve ıslah tarihinden itibaren faize karar verilmesi gerekirken, alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi de isabetsiz olup ayrıca bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.