Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/35
Karar No: 2013/677
Karar Tarihi: 23.01.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/35 Esas 2013/677 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, kızı ve oğulları olan davalılara ait beş ayrı taşınmazın satışının hileli olduğunu iddia ederek tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Yerel mahkeme, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı ve hile iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddetmiştir. Ancak, tetkik hakimi raporu ve yapılan değerlendirme sonucunda, dava açma süresinin kanıtlanamayacağı ve öne sürülen hilenin varlığı hakkında daha fazla araştırma yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Kanun Maddeleri: Borçlar Kanunu'nun 28/1 ve 31. madde (6098 sayılı Ticari Borçlar Kanunu'nun 36/1 ve 39. madde) ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 428. madde.
1. Hukuk Dairesi         2013/35 E.  ,  2013/677 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KARAMAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 29/03/2012
    NUMARASI : 2011/2-2012/231

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ile tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,Tetkik Hakimi ..raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava,hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile tescil isteğine ilişkin olup mahkemece davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı ve hile iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı D. K.."nun maliki olduğu 108 ada 88 parsel sayılı taşınmazı 13.12.2007 tarihinde kızı olan davalı A.."ye,yine 108 ada 101 parsel ve 114 ada 167 parsel sayılı taşınmazları 13.08.2008 tarihinde A.."ye ve aynı tarihte 108 ada 66 parsel,109 ada 61 parsel ve 211 ada 48 parsel sayılı taşınmazları oğlu olan davalı A.."e,en son olarak 179 ada 3 parsel sayılı taşınmazı 14.08.2008 tarihinde A.."ye ve aynı tarihte 134 ada 3 parsel sayılı taşınmazı A.."e satış suretiyle temlik ettiği ve davanın 04.01.2011 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
    Olayda hak düşürücü sürenin geçmiş olması halinde mahkemece işin esasının incelenemeyeceği ve salt bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur.O halde hile iddiasının kanıtlanamadığına değinilerek işin esası bakımından kararda yer verilen gerekçenin doğru olduğu söylenemez.
    Kaldı ki eksiğin tamamlanması suretiyle getirilen soruşturma evrakından davacının öne sürdüğü hileyi 16.08.2010 tarihinde öğrendiği ve belirlenen bu tarihe göre davanın BK.nun 31. (6098 sayılı TBK.nun 39.) maddesinde sözü edilen 1 yıllık süre içerisinde açıldığı kabul edilmelidir.
    Bilindiği üzere;Hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur. B.K"nun 28/l. (6098 sayılı TBK.nun 36/1.)maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir.Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması, taraf delillerinin değerlendirilmesi ve toplanması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
    Davacının, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi