MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı ..., davalılar adlarına tapuda kayıtlı ... köyü 153 parsel sayılı taşınmazın dava dilekçesine ekli ada röleve krokisinde taralı olarak işaretlenen kesimlerinin kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığını belirterek tapu kaydının tahdit içinde kalan kesimler yönünden iptal edilip orman niteliği ile ... adına tapuya tescili, elatmanın önlenmesi ve yıkım istemleriyle dava açmıştır.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi ... tarafından düzenlenen 14.06.2013 havale tarihli krokili raporda (B1) ve (B2) ile işaretlenen sırasıyla 18.104,63 m2 - 6.118,40 m2 yüzölçümlü kesimlerinin tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman tahdidine dayalı tapu iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 766 sayılı Kanun hükümlerine 1963 yılında yapılıp kesinleşen genel arazi kadastrosu, 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 25.04.2003 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
Davacı ...nin temyiz itirazı, karar ve ilâm harcına yöneliktir. Davacı idare, dava dilekçesinde, çekişmeli 153 parsel sayılı taşınmazın tamamı hakkında değil, dilekçe ekinde bulunan ada röleve krokisinde taralı olarak işaretlenen bölümünün kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece yapılan inceleme ve uygulama sonucu çekişmeli taşınmazın dava edilen bölümünün kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığı belirlenerek orman niteliği ile ... adına tapuya tesciline karar verildiğine göre, hüküm yerinde "davanın kabulüne" karar verilmek gerekirken "davanın kısmen kabulüne" karar verilmesi doğru olmadığı gibi, 19.01.2011 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A ve Geçici-11. maddeleri gözardı edilerek 231,70 TL karar ve ilam harcının ...nden alınmasına karar verilmesi de doğru değildir. Ancak bu yanlışlıkların düzeltilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu nedenlerle, kararın hüküm fıkrasının birinci paragrafında yazılı "Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile;" ibarelerinin hükümden çıkarılarak yerine "Davanın Kabulü ile;" ibarelerinin yazılmasına; (1) numaralı bendinin sonunda yer alan "Fazlaya ilişkin talebin reddine" ibarelerinin hükümden çıkarılmasına; (4) numaralı bendin hükümden çıkarılarak yerine "4) Dava açılırken alınan peşin harç ve başvurma harcı toplamı olan 199,35.- TL harcın istek halinde ...ne iadesine,” ibarelerinin yazılmasına ve hükmün 6100 sayılı Kanunun Geçici 3. maddesinin atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre, düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15.09.2015 günü oy birliği ile karar verildi.