Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/12135
Karar No: 2013/639
Karar Tarihi: 23.01.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/12135 Esas 2013/639 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, davanın kısmen kabulüne karar verdi. Davaya konu olan taşınmaz paylı mülkiyet olarak kullanılmaktaydı ve davalı son 4 yıldır payından fazla yer kullandığı iddiasıyla davacı tarafından açılmıştı. Ancak payından az yer kullandığını iddia eden bir paydaşın elatmanın önlenilmesi davası açması yerine taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açması gerektiği belirtildi. Taşınmazda harici veya fiili taksim yoksa müşterek mülkiyet hükümlerine göre uyuşmazlık çözümlenmelidir. Kararda Türk Medeni Kanunu'nun 706, Türk Borçlar Kanunu'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. maddelerine göre tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamayacağı, ancak kayıtta paylı, eylemsel olarak bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış yoluyla giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması gerekliliği vurgulanmıştır.
1. Hukuk Dairesi         2012/12135 E.  ,  2013/639 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 08/05/2012
    NUMARASI : 2010/688-2012/256

    Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. raporu okundu,açıklamaarı dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava; paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 286 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere olduğu, davacının 1/3 , davalının ise 2/3 pay maliki olduğu, davalının son 4 yıldır payından fazla yer kullandığı iddiası ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir.
    Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanunu"nun 706, Türk Borçlar Kanunu"nun 237, Tapu Kanunu"nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında TMK"nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK"nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
    Somut olaya gelince; çekişmeye konu taşınmazın paylı mülkiyet üzere olup her paydaşın payı oranında yararlanmasının asıl olduğu, değinilen mülkiyete tabi taşınmazda paydaşın çekişmesiz kullandığı bölümün bulunduğu, paydaşları bağlayan harici taksim ya da fiili kullanma biçiminin oluşmadığı dosya kapsamı ile sabittir.
    Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi