Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4868
Karar No: 2012/6840
Karar Tarihi: 21.11.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4868 Esas 2012/6840 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/4868 E.  ,  2012/6840 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkili kooperatifin ortağı olan davalının müvekkilinin kefaleti ile kullanmış olduğu toplam 25.000,00 TL"lik kredi için içerdiği senetlerin ilki dışında diğerlerini ödememesi üzerine tüm borcun muaccel olduğunu, kredinin teminatı olarak verilen taşınmaz üzerindeki ipoteğin paraya çevrilmesi için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile %40"tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin borcun tamamını ödediğini, istenen faiz miktarı ve oranının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre; takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olan davacının takip yapabileceği miktarın 20.682,74 TL olduğu, davalının takip tarihinden önce 8.137,71 TL, takip tarihinden sonra ise 15.500,00 TL ödeme yaptığı gerekçesiyle, takipten sonra ödenen 15.500,00 TL yönünden karar verilmesine yer olmadığına, artan kısmın ise reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2) Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden;
    a-Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira, itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre, gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır. Bunun gibi, takibe konu borcun kısmen
    ödendiği durumlarda da, ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur
    Sonuç itibariyle; icra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması halinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Dolayısıyla, takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödemeler yönünden dava açılmasında, davacı tarafın hukuki yararı bulunmamaktadır.
    Hükme esas alınan bilirkişi raporu ve dosya içerisindeki bir kısım belgelerden davalının takipten sonra ancak dava tarihinden önce ve sonra yaptığı ödemelerinin de bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, taraflar arasında imzalanan sözleşmeler, düzenlenen senetler ve Tapu Müdürlüğünden ipotek akit tablosu celbedilerek davacının hukuki yararının belirlenmesi yönünden davalının takipten sonra ancak davadan önce yaptığı ödemeler dikkate alınarak dava tarihi itibari ile alacağının belirlenmesi için mali müşavir ya da bankacılık konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak davacının dava tarihi itibariyle alacağının tesbiti, dava tarihinden önce ödenen kısım yönünden davanın reddine, dava tarihinden sonra ödenen kısım yönünden davanın kabulü ile bu ödemelerin İcra Müdürlüğü"nce infazda nazara alınmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    b-Kabule göre de, hükmün gerekçe bölümünde davalının takipten sonra yaptığı ödemelerinin 13.500,00 TL olduğu belirtildiği halde, gerekçenin son kısmında ve hüküm fıkrasında ödemelerin 15.500,00 TL olduğu yazılması suretiyle çelişki yaratılması da doğru olmamıştır.
    3-Davalı vekilinin temyiz istemine gelince;
    Mahkemece karar verildikten sonra temyiz aşamasında; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu"nun 7. maddesinde aynen “Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76" ncı, faize ilişkin 88" nci, temerrüt faizine ilişkin 120" nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138"nci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesindeki “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz.” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdi faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdi faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faiz oranı hakkında akdi faiz oranı geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Bu durumda, mahkemece, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, kredi sözleşmesindeki ve senetlerdeki faiz oranları ile sözleşmenin faiz ile ilgili hükümleri dikkate alınıp, ödemelerin temerrüt faizi ile birlikte yapıldığı ve işlemiş faizin anaparaya ilave edildiği de anlaşıldığından ilk senetin ve buna mahsuben yapılan ödemelerin de hesaplamaya katılması suretiyle davalının dava tarihi itibariyle borcunun tesbiti için mali müşavir ya da bankacılık konusunda uzman bilirkişiden açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi