14. Hukuk Dairesi 2018/4320 E. , 2021/3892 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 06/05/2009 gününde verilen dilekçe ile mera komisyon kararının iptali ile tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacılar, .... Köyü, 128 ada 555 mera parseli içinde kalan 10"ar dönüm arazilerinin kazandırıcı zamanaşımına dayalı olarak adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalı Hazine vekili, meranın zilyetlikle edinilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı köy muhtarı ise, davacıların meraya tecavüzleri bulunduğunu, davanın reddini savunmuştur
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine ve katılma yolu ile davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, TMK"nın 713. maddesine dayalı Mera Komisyon Kararının iptali ile tescil istemine ilişkindir.
Dava konusu taşınmaz, 1964 yılında yapılan tapulama çalışmaları sonucu tescil harici bırakılmıştır. Yine aynı bölgede yapılan 4753 sayılı kanun uyarınca 61 No"lu Toprak Komisyonunun 11.10.1971 tarih 52 sayılı kararı ile 555 parsel olarak mera vasfı ile tahsis edilmiş ve mera siciline yazılmıştır. Daha sonrada 4342 sayılı kanun uyarınca yapılan çalışma sonucunda 21.09.2001 ve 01.03.2002 tarihlerinde mera olarak tespit ve tahditi yapılmıştır. Davacılar tarafından yapılan itiraz Mera Komisyonu tarafından 20.03.2009 tarih 59 No"lu kararı ile red edilmiştir.
Davacılar tarafından dayanılan Türk Medeni Kanunun 713 maddesine göre, Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.
Tescil davası, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır.
Davanın konusu, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilan olunur.
Son ilandan başlayarak üç ay içinde yukarıdaki koşulların gerçekleşmediğini ileri sürerek itiraz eden bulunmaz ya da itiraz yerinde görülmez ve davacının iddiası ispatlanmış olursa, hakim tescile karar verir.
Mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur.
Davalılar ve itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebilirler.
Kararda, tescili istenilen taşınmazın niteliği, yeri, sınırları ve yüz ölçümü belirtilir ve karara, uzmanlarca düzenlenen teknik bilgileri içeren krokisi de eklenir. Özel kanun hükümleri saklıdır." hükmünü içermektedir. Bu madde uyarınca tescile karar verebilmek için taşınmazın niteliğinin kesin olarak saptanması gerekir. Bu kapsamda Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli görülmemiştir.
Şöyleki; mahkemece mahallinde yapılan keşifde de mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarından dava konusu taşınmazın kadimden beri ne şekilde kullanıldığı sorulmamış, ziraat bilirkişisi taşınmazın mera olup olmadığı veya meradan açma tarım arazisine dönüştürülüp dönüştürülmediği konusunda görüşü alınmamıştır.
Mahkemece, yapılacak iş; öncelikle çekişmeli mera veya yayla ile herhangi bir yararlanma ilişkisi bulunmayan, yansız anlatımda bulunabilecek, yöreyi iyi bilen ve çevre köy ya da kasabalarda yaşayan yaşlı kişiler eşliğinde yapılacak keşifde taşınmazın kadimden beri ne şekilde kullanıldığı, tarım arazisi olarak kullanıldığı beyan edildiği takdirde davacıların taşınmazı edinim şekli araştırılmalı, satın alma ile yolu ile edinilmiş ise satın aldıkları önceki maliklerin zilyetliğine de dayanacakları için kaç yıldan beri taşınmazın tarım arazisi vasfı ile kullanıldığının belirlenmesi gerekmektedir. Bunun yanı sıra çevre parsellerin dayanak kayıtları, Toprak Komisyonun ve Mera Komisyonun mera çalışmalarına dair tahsis kayıt ve krokileri, 1971 ve öncesi tarihlere ait hava fotoğrafları ve memleket haritaları getirtilip uzman bilirkişilere zeminde uygulatılmalı, taşınmazın niteliği kesin olarak saptanmalı, keşfi izlemeye uygun fen bilirkişi raporu alınmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Kabule göre de, HMK 26. maddesi gereğice, davacılar dava dilekçesinde 10"ar dönüm yerin tescilini talep etmiş olmasına rağmen talep aşılarak karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın davacıya iadesine, bozma nedenine göre davacı vekilini katılam yolu ile temyizinin şimdilik inceleme yer olmadığına, temyiz harcının yatırana iadesine, 09/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.