3. Hukuk Dairesi 2020/6598 E. , 2021/5485 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
...
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 20 yıl önce davalı ... aracılığı ile dava konusu taşınmazdaki hissesini diğer davalı ..."e haricen satarak zilyetliğini de terk ettiğini, anılan yerde belediye tarafından imar uygulaması yapıldığını ve dava dışı ..."nun bu taşınmazda ipotek alacaklısı yapılarak kendi adına 197,97 m² miktarlı taşınmazın oluşturulduğunu, 2005 yılında davalı ... ile şüyulandırma sonucu oluşturulan bu taşınmazın da satışı için 60.000TL karşılığında anlaştıklarını ve 1.000 TL kapora aldığını, satış işlemi için davalılardan ..."e 03/01/2006 tarihinde satış yetkisini içeren vekaletname verdiğini, 06/02/2006 tarihinde davalılar arasında tapuda satışın yapıldığını öğrendiğini ancak satış bedelini alamadığını belirterek 7.500 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında talebini 22.143,75 TL"ye yükseltmiştir.
Davalılar; davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece; davanın kabulüne, 22.143,75 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, faiz talebi bulunmadığından bu konuda hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiş; hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin 02/05/2019 tarih 2016/12649 esas 2019/5612 karar sayılı ilamı ile sair temyiz itirazları incelenmeksizin " Somut olayda, mahkemece, 22/12/2015 tarihli 26. celsede davalı ... vekilinin mazeret dilekçesi hakkında herhangi bir karar vermeden aynı celse davanın kabulüne karar verilmiş ise de; tahkikatın bitirilip sözlü yargılama aşamasına geçilmesi için herhangi bir tebligatta bulunulmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu şekilde yukarıda bahsedilen usul hükmüne uyulmaması hukuki dinlenilme hakkını kısıtlayıcı nitelikte olup, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, mahkemece davanın kabulü ile 22.145,75 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalıların tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- 6100 sayılı HMK"nin 294 ve 297. maddelerinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 6100 sayılı HMK 297/son maddesi gereğince; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olduğu belirtilmiştir.
Davacının talebi, 22.143,75 TL tazminatın davalılardan tahsiline ilişkin olup, mahkemece hüküm kısmında maddi hata yapılarak davalılardan 22.145,75 TL tazminatın tahsiline dair hüküm kurulması, usulün 297. maddesine aykırı olup, bozma nedenidir.
Bundan ayrı; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle, kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına takdir edilen vekalet ücretine ilişkin hükmün 5. fıkrasında da, davada taraf olmayan "davalı ... Sağlık Şirketi" ifadesi yazılması suretiyle de hata edildiği anlaşılmıştır.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının birinci, ikinci ve beşinci bentlerinin çıkarılarak yerlerine sırasıyla;
"1-Davanın kabulü ile 22.143,75 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,"
"2-Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli 1.512,63 TL"den davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 101,30TL harç ile 250,10 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.161,23 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, bozma ilamı öncesi bu hususta harç tahsil müzekkeresi tanzim edilmiş ise yeniden harç tahsil müzekkeresi tanzim edilmesine yer olmadığına,"
"5-Davacı taraf, açmış olduğu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2019 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir edilen 2.725TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine," bentlerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.