18. Ceza Dairesi Esas No: 2015/12781 Karar No: 2016/421 Karar Tarihi: 13.01.2016
Kişilerin huzur ve sükununu bozma - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/12781 Esas 2016/421 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın, katılanın cep telefonuna gönderdiği 14 adet mesaj içeriğinde tehdit ve hakaret sözleri yer almamıştır. Ancak, sanığın mesajında kendisini kastettiği söylenmektedir. Bu nedenle, sanığın eylemi TCK'nın 123/1. maddesi gereğince \"kişilerin huzur ve sükununu bozma\" suçunu oluşturmaktadır. Hak yoksunluğuna ilişkin hüküm uygulanamayacak olması sebebiyle hüküm BOZULSA DA, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmadan hükümden çıkarılması gerekmektedir. Kanun maddeleri: TCK 123/1, TCK 53/1-b, 5320 sayılı Yasanın 8/1. madde ve fıkrası, 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesi.
18. Ceza Dairesi 2015/12781 E. , 2016/421 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma HÜKÜM : Mahkumiyet KARAR Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre, Sanığın, katılanın kullanmakta olduğu cep telefonu numarasına göndermiş olduğu 14 adet mesaj içeriğinin hakaret ve tehdit içerikli sözler içermediği, sanığın mesajında söylediği, " onu size verenin a. g. Tmmi" şeklindeki sözlerinde kendisini kastettiği, bu kapsamda sanığın eyleminin bir bütün olarak TCK"nın 123/1. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma oluşturduğunun kabulüyle, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmeyerek yapılan incelemede; Sanığa yükletilen kişilerin huzur ve sükununu bozma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak; TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun, uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması, Kanunu aykırı, sanık ..."ın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak hükmün BOZULMASINA, ancak; bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, 5320 sayılı Yasanın 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca; TCK"nın 53/1(b) maddesinde yer alan hak yoksunluklarının uygulanmasına ilişkin kısmın hükümden çıkarılması, biçiminde HÜKÜMLERİN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13/01/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.