22. Hukuk Dairesi 2015/3357 E. , 2016/9811 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalı pansiyonda 20.06.1995 tarihinde işe başladığını, 30.09.2007 tarihinde bildirim kurallarına uyulmadan işine son verildiğini ileri sürerek ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, tatil çalışma ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının sürekli olarak yaz sezonunda çalıştığını, pansiyonun resmi belgelerden de anlaşılacağı üzere yaz aylarında işletildiğini, hizmet dökümlerine göre davacının her yıl sezon başı işe başladığını ve sezon sonunda işten çıktığını, bu şekilde belirli süreli ve mevsimlik iş ilişkisinin olduğunu, davacının başka bir işyerinde çalışmaya başladığını, davacı işi kendisi bıraktığından hiç bir hak ve alacağının olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesi istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının yıllık ücretli izin alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Çalışmanın sadece yılın belirli bir döneminde yoğunlaştığı işyerlerinde yapılan işler mevsimlik iş olarak tanımlanabilir. Söz konusu dönemler işin niteliğine göre uzun veya kısa olabilir. Her zaman aynı miktarda işçi çalıştırmaya elverişli olmayan ve işyerinde yürütülen faaliyetin niteliğine göre işçilerin her yıl belirli sürelerde yoğun olarak çalıştıkları ve fakat yılın diğer döneminde işçilerin iş sözleşmelerinin ertesi yılın faaliyet dönemi başına kadar ara vermeyi gerektiren işler mevsimlik iş olarak değerlendirilebilir.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 53/3. maddesi uyarınca, mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümler uygulanmaz. Bir başka anlatımla, mevsimlik işçi, 4857 sayılı Kanun"un yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak, yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, 53/3. maddede ki kural, nispi emredici kural olup, işçi lehine bireysel iş sözleşmesi ya da toplu iş sözleşmesi ile yıllık ücretli izne ilişkin hükümler düzenlenebilir ve mevsimlik işçiler için yıllık izin hakkı tanınabilir.
4857 sayılı Kanun"un 53. maddesinde mevsimlik işlerde yıllık izin hakkının doğmayacağı belirtilmiş ise de, yılın ne kadar bölümünde çalışılma halinde mevsimlik iş sayılacağı yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öyle ki yılın tamamına yakın bir bölümünde çalışılma halinde Anayasal temeli olan dinlenme hakkının tanınmasının gerekeceği açıktır.
Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının, davalı işyerinde 20.06.1995-30.06.2007 tarihleri arasında mevsimlik çalıştığı anlaşılmaktadır. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, mevsimlik işçi ancak bir yıl içindeki çalışmasının on bir ayı aşması durumunda yıllık ücretli izin alacağına hak kazanabilir. Dosya içerisindeki kayıt ve belgelerden, davacının on bir ayı aşan çalışmasının bulunmadığı yıllar olduğu anlaşılmakla, mahkemece bu yıllar hesap dışı bırakılarak, davacının on bir ayı aşan hizmet yılları için yıllık ücretli izin alacağına hak kazandığının kabulü ile onbir ayın üzerinde çalışma bulunan yıllarda kıdemi dikkate alınarak yapılacak hesaplama doğrultusunda hüküm kurulmalıdır. Mahkemece yazılı gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 05.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.