2. Hukuk Dairesi 2013/26214 E. , 2014/9515 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kocaeli 2. Aile Mahkemesi
TARİHİ :05.11.2013
NUMARASI :Esas no: 2013/295 Karar no:2013/842
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde,boşanmaya hükmolunur. Bu halde, tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz. (TMK. m. 166/3). Buna göre, eşlerin serbest iradesiyle boşanma kararı verilebilmesi için, boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda tarafların anlaşmış olmaları, taraflarca kabul edilen düzenlemenin de hakim tarafından uygun bulunması zorunludur. Aksi halde, anılan hüküm gereğince boşanma kararı verilemez. Tarafların anlaşmalarının kapsamı, boşanmanın mali sonuçları konusunda karşılıklı olarak tam veya kısmi feragat veya kabulleri içerir. Feragat veya kabul ise koşula bağlı olarak yapılamaz. Şarta bağlı feragat veya kabul, uyuşmazlığı nihai olarak sona erdirmez ve şarta bağlı hüküm verilemeyeceğinden geçerli değildir.
Davacı, dava dilekçesinde; boşanma kararı verilmesini, çocuklarının velayetinin kendisine bırakılmasını ve çocuklarının her biri için aylık 250"şer lira tedbir ve iştirak, kendisi için aylık 250 lira Tedbir ve yoksulluk nafakası, 30.000 lira manevi tazminat, davalı adına kayıtlı olan dava dilekçesinde gösterilen taşınmazlar ile aracın yarı bedellerinin davalıdan tahsilini istemiş; 05.11.2013 tarihli oturumda ise; tarafların “ yoksulluk ve çocuklar için iştirak nafakası ödenmesini, dört yıl sonra davalının emekli olması şartına bağladıkları"’ “davalı adına kayıtlı Cedit mahallesi Çınarlı İncir sokak no. adresindeki evin satılıp bedelinin yarısının davacıya ödenmesini de aynı koşula bağladıkları” davacının bunun dışındaki taleplerinden ise feragat ettiği görülmüştür. Tarafların 5.11.2013 tarihli oturumda tutanağa geçen, boşanmanın mali sonuçları konusundaki anlaşmaları şarta bağlıdır. Başka bir ifade ile taraflar, davalının emekli olması şartına bağladıkları hususlarda anlaşamamışlar, aralarındaki ihtilafı dört yıl sonrasına bırakmışlardır. Bu halde, tarafların boşanma ve mali sonuçlarında tam bir anlaşma içinde olduklarından söz edilemez. Aralarında tam anlaşma olmadan da Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanma kararı verilemez. O halde; davaya çekişmeli boşanma olarak devam edilmeli, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delilleri toplanıp, Türk Medeni Kanununun 166. maddesinin (1.) ve (2.) fıkralarına göre değerlendirme yapılmalıdır. Bu husus nazara alınmadan koşulları gerçekleşmediği halde, tarafların Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanma kararı verilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.21.04.2014 (Pzt.)
İşin müzakeresinden ve kararın oluşumundan sonra üyelerden ın, 28.04.2014 günü ölümü sebebiyle kararı imzalaması mümkün olmamıştır (HMK.md.299). 6.5.2014