23. Hukuk Dairesi 2012/3244 E. , 2012/6825 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı tarafından açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahillerden Alternatif Finansal Kiralama A.Ş. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirketin 1996 yılında kurulduğunu, hava, deniz ve karayolu ile şehirlerarası ve uluslararası yolcu, yük ve kargo taşımacılığı alanında faaliyet gösterdiğini, beş yıl süreli C2 taşıma belgesi bulunduğunu, şirketin son zamanlarda dünyada ve Türkiye de yaşanan ekonomik krizin etkisiyle ve maliyet kalemlerinin yükselip işin azalması sonucu borca batık hale geldiğini, yapılacak işlerden elde edilecek gelirler, uygulanacak tasarruf tedbirleri ve sermaye artırımı ile davacı şirketin borca batıklıktan kurtulmasının mümkün olduğunu ileri sürerek, iflasın ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre,davacı şirketin sermaye arttırım kararı alıp ödemelere başladığı, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğu, projesi çerçevesinde faaliyetlerini sürdürdüğü, şirketin mevcut iş hacmi itibariyle iflasının ertelenmesinin alacaklıların durumunu kötüleştirmeyeceği, bilakis erteleme sonucunda alacaklıların alacaklarına kavuşma ihtimalinin daha da artacağı ve borca batıklıktan kurtulma ihtimalinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile iflasın 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiştir.
Kararı, müdahillerden Alternatif Finansal Kiralama A.Ş vekili temyiz etmiştir.
Dava, iflasın 1 yıl süreyle ertelenmesi istemine ilişkindir.
İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olan bir sermaye şirketinin malî durumunun ıslahının mümkün olması hâlinde o şirketin iflâsının önlenmesini sağlayan bir kurumdur. Böyle bir talep üzerine mahkemece bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı tespit edilmeli, borca batık durumda ise bu kez ıslahının mümkün olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile malî durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bir sonuca gidilmelidir. Zira önerilen iyileştirme tedbirlerinin şirketin malî durumunu düzeltmeye elverişli olup olmadığının belirlenmesi özel bir bilgiyi gerektirdiğinden, bu konuda bilirkişinin görüşüne başvurulması icap etmektedir. Yargılama
sırasında bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 15.09.2010 tarihli ek raporda şirketin satış ve kârlılık durumunun iyileştirme projesine uygun olduğu, sermaye artırımının yapılması ve bu şekilde devam edilmesi halinde borca batıklıktan kurtulabileceği yönünde görüş bildirilmiş, 13.04.2011 tarihli ek raporda ise şirketin sermaye artırımı olarak yatırdığı 80.000,00 TL’nin davacı şirket tarafından aynı gün çekildiği, borç karşılığı olarak gerçek alacaklılara ödenmesi gerektiği, davacı şirketin bu para ile şoförlere olan borcun ödendiği yönündeki açıklamasının şirketin 31.10.2010 tarihli mizanında bu kişilere borç gözükmediği için inandırıcı olmadığı, 2010 yılı satış ve karlılık hedeflerine ulaşılamadığı belirtilmiş; mahkemece bu raporlar hükme esas alınarak karar verilmiştir. Oysa sermaye artırımının şirkete gerçek anlamda kaynak girişi sağlama amacı bulunmasına rağmen sermaye artırımı olarak yatırılan paranın davacı şirket tarafından hemen çekilerek şirkette çalışan şoförlere olan borcun ödenmesi için kullanıldığı yönündeki davacı iddiasının da soyut olup kanıtlanamadığı, anlaşıldığından, bu şekildeki sermaye artışının, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcılığını şüpheye düşürüp düşürmediği irdelenmeden ve bu konudaki bilirkişilerin ek raporu dikkate alınmadan karar verilmesi doğru değildir.
Diğer yandan 21.11.2011 ve 14.05.2012 tarihli kayyım raporlarında şirketin şehirlerarası ve uluslararası taşımacılık işiyle iştigal ettiği, belirli bir zaman tarifesine göre ve/veya belirli bir zaman tarifesine uymaksızın eşya durumuna göre sefer düzenleyerek taşıma yapacaklara verilen C2 belgesinin iptal edildiği, normal faaliyetini sürdürmesinde aksamalar olduğu, şirketin yeterli kapasiteye ulaşıp, yeniden C2 yetki belgesi almasının pek mümkün görülmediği, şirket yönetiminin uyarılmasına rağmen mali tabloların düzenlenmesi ve verilmesinde aksamalar olduğu, iyileştirme projesinin uygulanmasının çok güç olduğu belirtilmiştir. Şirketin faaliyet alanını doğrudan etkileyen söz konusu C2 belgesinin kayyım raporunda tespit edilen bu durumu karşısında, sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının değerlendirilmesi zorunludur. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, bilirkişi heyetinden yukarıda belirtilen hususların da değerlendirildiği denetime elverişli ek rapor alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermekten ibaret olup, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle müdahil Alternatif Kiralama A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.