20. Hukuk Dairesi 2015/8796 E. , 2015/7202 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B madde alanında kaldığının tesbitine ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 30/06/2014 gün ve 2014/2059 - 2014/6937 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalılar ... ve ... vekilleri tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili 17/10/2011 havale tarihli dilekçesiyle; müvekkilinin dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği taşınmazı önceki zilyedi ...’dan 03/08/1993 tarihinde satın ve zilyetliğini devir aldığını, bu yerin 04/09/1987 tarihinde 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulama çalışması ile orman sınırları dışına çıkarıldığını ancak 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek- 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosu sırasında müvekkilinin bu taşınmazı hakkında tespit yapılmadığını, Ek-4"e göre göre yapılan çalışmada mutabakat raporu düzenlendiğini ve mutabakat raporunun zemine aplikesi sırasında 2/B madde tutanak ve haritasının sehven kaydırılarak yanlış uygulandığını ve müvekkilinin zilyetliğinde olan taşınmazın orman sınırları içerisinde kabul edilerek, kullanım kadastro çalışmasına dahil edilmediğini belirterek müvekkilinin kullanımında olan dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışında kalan yerlerden olduğunun tespiti istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne; bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 275,11 m² yüzölçümündeki taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışında bulunduğunun tesbitine karar verilmiş, davalılar ... ve ... vekillerinin temyizi üzerine hüküm Dairece onanmıştır.
Davalılar ... ve ... vekilleri bu kez kararın düzeltilmişini istemişlerdir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre; 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen Ek madde 4 uyarınca yapılan aplikasyon ve düzeltme işlemi sırasında orman sınırları içinde kalan taşınmazın gerçekte 6831 sayılı Kanunun 2/B madde alanında kaldığının tespiti istemine ilişkindir.
Dava, taşınmazın 2/B alanında kaldığının tesbitine ilişkindir.
Mahkemece, davacı gerçek kişinin açtığı davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme dayanak raporu hazırlayan bilirkişilerce, 3116 sayılı Kanun gereğince yapılan orman kadastrosu ile daha sonraki yıllarda yapılan aplikasyon, 2. madde ve 2/B uygulamalarına ait haritalar ile 5831 sayılı Kanun çalışmaları sonucunda oluşturulan pafta örneği ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplikenedilmek ve ayrı ayrı gösterilmek suretiyle taşınmazın konumu belirlenmemiş; yine mahkemece yöredeki ilk orman tahdidi ve 2/B madde uygulama çalışmalarına ilişkin tutanaklar ve orijinal renkli orman tahdit haritaları dosyaya getirtilmediği gibi bilirkişilerce hazırlanan raporda da kesinleşen orman ve 2/B madde uygulama çalışmaları ile 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek- 4. maddeye göre yapılan aplikasyon ve düzeltme çalışması arasında var olduğu ifade edilen uyumsuzluğun nedenleri ile aplikasyon ve düzeltmenin kanun ve yönetmeliklere uygun yapılıp yapılmadığı denetime olanak verecek şekilde açıklanmamış, bundan başka yapılan keşfe yerel bilirkişi götürülüp, çekişmeli taşınmazı ilgilendiren orman sınır noktaları tespit edilmemiş, uzman bilirkişiler tarafından zeminde orman sınır noktaları bulunmuşsa dahi bu husus da keşif tutanağına yansıtılmamış, ayrıca orman kadastro tutanakları, orman kadastro tutanaklarının düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası uygulanarak orman kadastro tutanakları da bu yolla desteklenmemiştir. Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama belirtilen bu yönler itibariyle eksik, yetersizdir. Bilirkişinin yetersiz ve yargı denetimine olanak vermeyen raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.
O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, mahkemece öncelikle yörede yapılan bütün orman tahdit, aplikasyon ve 2. madde ile 2/B madde çalışmalarına ilişkin, işe başlama, işi bitirme, çalışma tutanakları ile askı ilân tutanaklarının ve orman tahdit haritaları ile aplikasyon ve 2/B madde haritalarının orjinalinden çekilmiş renkli fotokopi örneğinin, yine yörede yapılan ilk orman tahdidinde kullanılan hava fotoğraflarının orijinal renkli onaylı örnekleri ile 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek- 4. madde uyarınca yapılan düzeltme ve aplikasyon işlemine ilişkin tutanak, belge ve harita ve mutabakat zaptı ile çekişmeli parselin bulunduğu adadaki tüm parsellere ait tutanaklar ve dayanakları (özellikle dava konusu taşınmaza doğu yönünden komşu 935 ve diğer parsellerin) ilgili yerlerden temin edilerek dosya arasına konulduktan sonra, önceki bilirkişiler dışında halen ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek iki orman mühendisi ve iki harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu ve yöreyi iyi bilen, dava sonucunda yararı olmayan elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişiler yardımıyla yeniden yapılacak keşifte 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. ...Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 15-20 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ve Ek- 4. madde uyarınca yapılan aplikasyon ve düzeltme işlemi ile ilgili sınır noktaları bilgisayar ortamında aynı ölçeğe çevrilerek (... veya benzeri programlar kullanılarak) çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu, aplikasyon, 2/B madde ve 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek- 4. maddesi uyarınca yapılan aplikasyon ve düzeltme haritalarına göre konumu kullanım kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde ve 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek- 4. maddesi uyarınca yapılan harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan Yönetmelik ve Teknik İzahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, yinemdavacı gerçek kişinin iddia ettiği gibi dava konusu taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalıp kalmadığı, bunun nedeni ve doğru hattın hangisi olduğu tereddütsüz bir şekilde saptanmalı, aplikasyon veya mutabakat ile veya 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen Ek-4. madde uyarınca yapılan aplikasyon ve düzeltme işlemi ile kesinleşmiş 2/B madde alanlarının değiştirilemeyeceği ve kesinleşmiş 2/B madde alanlarının aplikasyon ve düzeltme işlemi ile tekrar orman sınırları içine alınamayacağı gibi kesinleşmiş orman sınırları içindeki yerin aplikasyonla 2/B madde alanı haline getirilemeyeceği gözetilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi mahkemece verilen karar eksik inceleme, araştırma ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olup, kararın yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken, yanılma sonucu onandığı anlaşıldığından, davalılar ... ve ... vekillerinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar ... ve ... vekillerinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 30/06/2014 gün ve 2014/2059 - 2014/6937 sayılı ONAMA KARARI KALDIRILARAK, 05/03/2013 gün ve 2011/543-2013/82 sayılı yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/09/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.