3. Hukuk Dairesi 2016/3603 E. , 2017/13382 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesiyle; taraflar arasında boşanma davasına konu edilen evlilik birliğinin kurulması aşamasında kendisine hediye edilen,15 adet cumhuriyet altını,18 gramlık 2 parçalı model, 4 adet 25 gramlık ... burması, 10 gram düz model bilezik, 2 adet Ata altını, 2 adet 11 gramlık içi boş ... burması, 8 adet yarım altın, 10 adet çeyrek altın, 22 adet gramlık altının aynen; olmadığı takdirde, 22.600 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle; krem renkli koltuk takımı, 2 adet halı, 2 adet berceste,1 adet süs koltuğu, mutfak eşyaları, portmanto ile şahsi giyim eşyalarının da davalı tarafta kaldığını beyanla, aynen; olmadığı takdirde, 9.200,00 TL’ nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, krem koltuklar, 2 adet halı, berceste, süs koltuğu, partmonto olarak belirtilen kişisel malların müvekkili ile birlikte alınmış olduğu halde her ne kadar sadece davacı tarafından alınmış gibi bahsedilmiş ise de, kendilerine başvurulduğu takdirde iade etmeye hazır olduklarını; düğünde takılan ziynet eşyalarının ve davacıya ait giyim eşyalarının davacı tarafından evin terk edildiğinde götürüldüğünü müvekkilinde bulunmadığını savunarak; haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; davalı tarafın davacıya şiddet uygulaması sonucu ortak konutu terk ettiğini, terk ettiği sırada cüzdanı bile evden eşya alamadığını, ziynetlerinin eşinin ailesinin evindeki kasada olduğunu, altınların tarafına iade edilmediğini, davalı ise düğünde toplanan altınlarla düğün masraflarına, düğünden sonra eşine giyecek eşyalarına, evin ihtiyaçlarına, tatil için otele harcadığını beyan ettiğini, ziynet eşyalarının birlik gereksinimleri için koca tarafın bozdurulmuş olmasının kocayı iade yükümlülüğünden kurtarmadığını, düğünde takılan altınlar kadına ait olduğunun var sayıldığını, kadına ait olan bu ziynetleri davalı koca tarafından bozdurulduğunu, iade yükümlülüğü bu ziynetlerin kadın tarafından kocaya bağışlandığı veya iade edilmemek koşuluyla kadın tarafından kocaya verildiğine ilişkin dosya içerisinde bir belge ve bilgi bulunmaması gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 2 adet 22 ayar bilezik (2.880,00 TL), 4 adet 22 ayar burma bilezik ( 8.000,00 TL), 1 adet 22 ayar düz bilezik (800,00 TL), 22 ayar 2 adet 2’ li burma bilezik (1.760,00 TL), 14 ayar su yolu seti (1.650,00 TL), 8 adet yarım altın (2.288,00 TL), 2 adet cumhuriyet altını (1.150,00 TL), 10 adet çeyrek altın (1.430,00 TL) olmak üzere toplam 19.958,00 TL’ nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı ..."dan alınarak, davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1)Davacının, ziynet eşyalarının aynen; olmadığı takdirde bedelinin hüküm altına alınmasını talep etmesine rağmen; mahkemece, sadece bedele hükmedilmesi doğru görülmemiş olup; bozmayı gerektirmiştir.2)Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı ispatlaması gerekir.Bunun yanında, kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Dava konusu kadına ait altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanılmış olabilir. Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı, kişisel harcamalar vs.) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur.
Somut olayda; yargılama sırasında dinlenen davacı tanıkları ... beyanında ‘…gördüğüm kadarıyla küpe, bileklik ve kolyeden oluşan gerdanlık set, kolunda hediyelik bilezikleri vardı ayarını bilemiyorum. Ben kendisine para taktım takarken üzerinde çeyrek altınlar ve gramlık altınlar vardı. İnce hediyelik bileziklerin dışında burma bileziklerde vardı. Takılar takıldıktan sonra gelin odasına gidildi, takı odasından çıktıktan sonra üzerinde takılar yoktu…’, ... beyanında ‘…Gelin odasında bir tek ben vardım. Ben girdiğimde ... in annesi altınları sayıyordu. Tahmini olarak 15 tane yarım altın,2 tane ata altını,10 a yakın çeyrek ve yarım altın,20 den fazla gramlık altın, 6 tane ... burması, sayısını bilmediğim düz bilezik,1 tane gerdanlık set vardı. ... in annesi takıları bir kesenin içine koydu, bunu evimizde bir kasa var içine koyalım diye aldılar bir daha da vermediler.’, ... beyanında ‘…Düğünde kızım ... "in üzerinde 15 adet cumhuriyet altını, 4 adet ... burması bilezik, 2 adet düz bilezik, 2 adet içi boş tekli ... burması, 2 adet set, 2 adet ata altın, 8 adet yarım altın, 22 adet gramlık altın vardı. ... bu altınların ailesi tarafından kasaya konulduğunu söyledi. Daha sonra bu altınları alamadık.’ şeklinde beyanda bulunmuşlardır.Dosya kapsamından bozdurulduğu sabit olan davacının ziynet eşyalarının, iade edilmemek üzere kocaya verdiğini ispat külfeti davalıya ait bulunmaktadır.O halde, mahkemece; yargılama sırasında dinlenen davacı ve davalı tanıklarının dava konusu altınların bozdurulduğunu beyan ettikleri gözetilmeden ve davacı tanıklarının beyanlarına niçin itibar edilmediği de karar yerinde tartışılmadan; ziynet eşyalarına yönelik davanın kısmen kabulüne yönelik hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus da bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.