Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece  davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından  yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,  Tetkik Hakimi .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;                
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Toplanan delillerden ve tüm dosya kapsamından, davacının 364 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki davalıya ait 1/190 payı 31.10.2008 tarihinde satın alma yoluyla edindiği ancak, payını satmasına rağmen davalının kullanmasını sürdürdüğü anlaşılmaktadır.Bu durumda davanın kabul edilmesi kural olarak doğrudur.
Nevar ki, taşınmazda kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulmamış olup davacı paydaştır.Taşınmazda tüm paydaşları bağlayan fiili kullanma biçimi oluşmuş ve çekişmeli dükkan davacıya özgülenmiş ise bu durumda dükkanın getireceği ecrimisilin tamamına, aksi halde davacının payı oranında ecrimisile hükmedileceği kuşkusuzdur.
Ancak, bu yönde bir araştırma yapılmış değildir. Öte yandan, ecrimisil ancak dava tarihine kadar istenebilecekken bilirkişiden dava açıldıktan sonraki tarihi de kapsar biçimde rapor alınmış ve bu rapora itibar edilmiştir.
Hal böyle olunca; öncelikle, taşınmazda fiili kullanma biçimi oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise çekişmeli dükkanın davacıya özgülenip özgülenmediğinin açıklığa kavuşturulması,, bilirkişiden, davacının taşınmazı edindiği tarih ile dava açıldığı tarih arasındaki dönem için ecrimisil hesaplattırılması ve varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken yazılı   şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davalının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. KABULÜ ile hükmün açıklanan nedene hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan  peşin  harcın  temyiz  edene  geri verilmesine, 22.01.2012 tarihinde  oybirliğiyle  karar  verildi.