Esas No: 2020/7961
Karar No: 2022/2792
Karar Tarihi: 04.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7961 Esas 2022/2792 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, diğer borçlularla birlikte kambiyo senetleri nedeniyle takip edildi ve takip edilen senetlerin müvekkiline ait olmadığını, imzaların davacının eli ürünü olmadığını iddia etti. Davacı istediği sonuca ulaşamayınca istirdat talebinde bulundu. İlk derece mahkemesi, davacının istirdat talebini kabul ederek davalıdan alacaklı olan 33.420,99 TL’yi kendisine verdi. Davalı vekili, karara itiraz etti fakat Bölge Adliye Mahkemesi, davacı borçlunun icra takiplerinden dolayı davalıya borçlu olmadığı sonucuna vararak istirdat talebinin kabul edilmesine hükmetti. Temyiz başvurusu sonucunda mahkemenin kararı onandı.
HMK’nin uygulanması gereken maddeleri ise şu şekildedir:
- 355 vd. maddeler: İlk derece mahkemesinde verilen karara yapılan istinaf başvurusu sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme yöntemine ilişkin maddelerdir.
- 369/1. madde: Temyiz başvurusunda bulunan tarafın gerekçeli dilekçesinde belirttiği kararın bozulmasını gerektiren nedenlerin bulunmadığı sonucu verilirse, kararın onanmasına karar verilir.
- 371. madde: Yargıtay’ın kendiliğinden veya istinaf başvurusu sonucunda verdiği kesin hüküm, onanmış olur.
- 370/1. madde: Temyiz başvurusu sonucu verilen karar hüküm olunup, temyiz eden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken harç alacaklısı haline gelir.
- 372. madde: Kararın uygulanması için gereken işlemlerin yapılması amacıyla dava dosyasının ilgili ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiğine dair madde.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Malatya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 29.03.2018 tarih ve 2016/1514 E- 2018/281 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 08.10.2020 tarih ve 2019/278 E- 2020/819 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile birlikte diğer dava dışı borçlular hakkında Malatya 2.İcra Dairesi'nin 2010/3537 esas ve 2010/3538 esas sayılı dosyalarında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, söz konusu icra takiplerinin yenilenerek 2013/4011 ve 2013/4012 esas sayılı numaralarını aldığını, takip alacaklısı davalı ile davacı arasında borca konu bonoya ilişkin hiçbir hukuki ilişkinin olmadığını, icra takiplerine konu bonolarda müvekkilinin imzasının bulunmadığını, müvekkiline ait olduğu iddia edilen imzanın diğer takip borçlusuna ait olduğunu, takibe konu senetlerin, lehdar ve keşideci vasıflarının birleşmiş olması nedeniyle bono vasfının bulunmadığını, davalının davacı yönünden takibe koyduğu iki adet senet yönünden ağır kusurlu olduğunu, menfi tespit davalarında ispat yükünün davalıda olduğunu ileri sürerek, Malatya İcra Dairesi'nin 2013/4011 esas sayılı dosyası ile, 2013/4012 esas sayılı dosyasına konu olan toplam 135.683,00 TL'den dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 17/01/2018 tarihli dilekçesiyle, müvekkilinin maaşından yapılan kesintilerin iadesi için davaya istirdat davası olarak devam edilmesini, davaya konu bonolardaki imzanın müvekkiline ait olmadığı ispatlandığından menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, senetlerin bono vasfında olmadığına ilişkin davacının itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının, davalı bankaya, kredi sözleşmesi gereğince müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatıyla borçlu bulunduğunu, davacının takipten 6 yıl sonra işbu davayı kötüniyetli olarak açtığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, dava konusu senetlerden birinin üzerinde yer alan imzalar bölümünde borçlu ...'in isminin altında imza bulunduğu, davacı borçlunun isminin altında imza yer almadığı, diğer senette ise davacı borçlunun isminin altında yer alan imzanın diğer borçlu ...'in imzası ile aynı olduğu, imza incelemesi için davacı borçludan imza örneklerinin temin edildiği, ancak senet asıllarına ulaşılamadığı için imza incelemesine gidilemediği, Yargıtay içtihatlarında müstekar şekilde vurgulandığı üzere ispat yükünün bu durumda davalı alacaklıda olduğu, takip konusu senedin ve senetteki imzanın davacı borçluya ait olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle yargılama sırasında davacı borçlunun maaşından yapılan kesinti nedeniyle istirdata dönüşen davanın kabulü ile, 33.420,99 TL alacağın davalıdan istirdatı ile davacıya verilmesine, asıl alacağın %20'si oranında kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Hüküm, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya kapsamına göre, davacının dava konusu icra takiplerine dayanak bonolarda imzalarının bulunmadığını ileri sürdüğü, davalı alacaklı vekili tarafından bonolar dava dosyasına sunulamadığından imza incelemesi yapılamadığı, bu sebeple davalı alacaklı, takibe dayanak bonolardaki imzaların davacının eli ürünü olduğunu kanıtlayamadığından davacının icra takiplerinden dolayı davalıya borçlu olmadığı anlaşıldığından davacının menfi tespit davasının kabulü gerekirken mahkemece menfi tespit istemi yönünden ayrı bir hüküm kurulmamasının doğru olmadığı, istirdat davası açılabilmesi için borcun icra dairesine ödenmiş olmasının yeterli olup paranın icra dairesince alacaklıya ödenmesinin şart olmadığı, bu sebeple davacının maaş hesabından kesilen 33.420,99 TL’nin icra dairesinde bulunuyor olması davacının istirdat talebinin kabulüne engel olmadığından mahkemece istirdat isteminin kabulü kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf isteminin re’sen gözetilecek sebeplerle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararın kaldırılarak, davacının Malatya 2. İcra Dairesi’nin 2013/4011 ve 2013/4012 esas sayılı takip dosyalarından ve bu dosyalara dayanak yapılan bonolardan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının istirdat talebinin kabulü ile davacının maaş hesabından kesilen 33.420,99 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 6.949,008 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 04/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.