Dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, müşteki ...’dan alacağı daire karşılığında tamamen sahte oluşturulmuş kimden aldığını açıklayamadığı 15.000 TL bedelli çeki verdiği ancak müşteki tarafından çekin sahte olduğu anlaşılması üzerine müştekinin daireyi sanığa vermediği iddia edilen olayda; 1)Sanık hakkında sahtecilik suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde; Sanığın, eyleminin sahtecilik suçunu oluşturduğu anlaşıldığından mahkemenin mahkumiyetine ilişkin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın suçu işlemediğine dair temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 2)Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; ... Ceza Genel Kurulu"nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 E.K. sayılı kararında da belirtildiği üzere; koşullu bir düşme nedeni olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, mahkumiyet, suç niteliği ve ceza miktarına ilişkin objektif koşulların varlığı halinde,dolandırıcılık suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı,katılanın bu suç nedeniyle bir zararının oluşmadığı ve sanık tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasının talep edildiği gözetilerek mahkemece diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re"sen hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağını değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, sabıkası bulunmayan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 18/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.