23. Hukuk Dairesi 2012/3765 E. , 2012/6778 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki iflasın ertelenmesi davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahillerden .... Finansman Türk A.Ş., Efe Varlık Yönetimi A.Ş., ... Makine ve Yapı Kredi Finansal Kiralama vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirketin akdettiği sözleşmeler uyarınca üstlendiği inşaatları yapmaya devam ettiğini, ancak istihkaklar üzerinde hacizler bulunması nedeniyle fatura kesilemediğini ve tahsilat yapılamadığını, şirketin borca batık durumda olup, iflasın ertelenmesi halinde uygulanacak tedbirler çerçevesinde tahsilatların gerçekleştirilebileceğini, bu suretle şirketin borca batıklıktan ve dolayısıyla iflastan kurtarılabileceğini ileri sürerek iflasın 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, toplanan kanıtlar, benimsenen 23.03.2009 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin borca batık durumda olduğu, mali durumunu iyileştirebileceği gerekçesiyle, iflasın 30.09.2009 tarihinden itibaren bir yıl süre ertelenmesine karar verilmiş, karar bir kısım müdahiller vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesi’nin 07.04.2010 tarihli ilamıyla malvarlığının rayiç değerler üzerinden belirlenmediği, malvarlığı içinde bulunduğu görülen finansal kiralama konusu araçların bilançoya ne şekilde yansıtıldığının anlaşılmadığı, iyileştirme projesinde yer alan ortaklardan birinin şahsi taşınmazlarını şirket borçlarının ödenmesi konusunda taahhüt olarak göstereceği ve şirket araçlarının kiralanarak gelir elde edileceği konusunda bir açıklığın dosyaya yansımadığı, bir takım kredi kartı borçlarının ve ortağa olan 194.000,00 TL borcun ödendiği belirtilmişse de kredi kartlarının kim tarafından kullanıldığının anlaşılamadığı, diğer alacaklılar dururken ortağa ödeme yapılmasının iyi niyetli bir uygulama olmadığı belirtilerek, bu kapsamda yeni bilirkişi heyetinden rapor alınarak projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının ve iflas ertelenmesinin iyiniyetle talep edilip edilmediğinin değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, karar bozulmuş; bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş, mahkemece benimsenen 01.07.2011 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin borca batıklık durumunun devam ettiği, borç ödemlerine devam ettiği, iflasın ertelenmesinin koşullarının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile iflasın 12.03.2012 tarihinden itibaren bir yıl süre ertelenmesine karar verilmiştir.
Kararı, müdahiller ... Finansman Türk A.Ş. ve ... Varlık Yönetimi A.Ş. vekili,... Plastik Makine Elektrik ile İnş. San. Tic. Ltd. Şti., Yapı Kredi Finansal Kiralama A.O. vekilleri temyiz etmiştir.
1) Dava, İİK"nun 179. maddesine göre iflasın ertelenmesi istemine ilişkindir.
İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olan bir sermaye şirketinin mali durumunun ıslahının mümkün olması halinde o şirketin iflasının önlenmesini sağlayan bir kurumdur. Şirket ortaklar kurulu tarafından alınan karar sonrasında yapılan talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmeli, borca batık durumda ise bu kez ıslahının mümkün olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu ( borca batıklık bilançosu ) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir.
Yapılacak araştırma ve inceleme sonucunda, iflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için talepte bulunan şirketin sunduğu iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olması gerekir. Mali durumun iyileştirilmesi imkanının mevcut olup olmadığı somut vakıalara dayanılarak tespit edilmelidir.
İflasın ertelenmesi talebinin reddi ya da erteleme süresi sonunda iyileşmenin mümkün olmadığının tespiti üzerine mahkeme, şirketin veya kooperatifin iflasına karar verir ( İİK"nun 179/b-son maddesi ).
Mahkemece, iflasın ertelenmesine dair ilk kararın, yukarıda açıklanan ilkelere işaret eden gerekçe ile Yargıtay 19.Hukuk Dairesi"nin 2009/12598 Esas, 2010/4050 Karar sayılı ve 07.04.2010 tarihli ilamı bozulması üzerine, bozma ilamına uyulmuş fakat gerekleri tam
olarak yerine getirilmediği gibi hükme esas alınan, şirketin mali yapısı ile ilgili bilirkişi ve kayyım raporları açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bulunmamıştır. Zira, bozma ilamındaki hususların değerlendirildiği 24.01.2012 tarihli kayyım raporunda ortaklardan birinin şahsi taşınmazlarını şirket borçlarının ödenmesi için taahhüt olarak göstereceği şeklindeki proje kaleminin taşınmazlar üzerindeki ipoteklerden dolayı sermaye olarak konulamadığı, ancak aynı ortağın kardeşlerinden emanet para girişi sağlayarak şirketin bir takım borçlarının ödendiği belirtilmiş ancak söz konusu emanet para girişinin şirket sermayesinde gerçek ve olumlu bir katkı yapıp yapmadığı, projedeki bu kalemin yerine getirilememesinin projenin ciddiyetine dolayısıyla şirketin mali yapısının iyileşmesindeki etkisinin ne olduğu değerlendirilmemiş, bilirkişiden ve kayyımdan bu konuda her hangi bir açıklama içeren rapor alınmamıştır.
Ayrıca bozma ilamında da belirtilen bilançoda borç kalemi olarak bulunan kredi kartı harcamalarının aynı kayyım raporunda kayyımın bizatihi kendisi tarafından denetlendiği belirtilmiş ancak harcamalara ilişkin kayıtlar getirtilmeyerek kayyımın bu değerlendirmesi; 01.07.2011 tarihli bilirkişi raporunun 11. sayfasında belirtilen 2009-2010 yıllarına ilişkin iş makinesi kira gelirlerine ilişkin olarak kayyım raporunda taşeron olarak yapılan çalışmalara karşılık düzenlenen hak edişlerde mevcut iş makinelerinin kendi işi olmasına rağmen sözleşmeden kaynaklanan nedenlerle yapılan işlerin kiralama olarak gösterildiği belirtilmiş olup projede yer alan bu gelir kaleminin gerçekten gerçekleşip gerçekleşmediği; dava açıldığında davacının 2.541.499,00 TL borca batık olmasına rağmen üç yıllık dava süreci içerisinde şirketin tahsil ettiği hak ediş miktarlarının 17.000.000,00 TL civarında olmasına rağmen borca batıklığın halen devam ettiği, dosyadaki 14.05.2012 tarihli kayyım raporunda 5.167.951,45 TL borcun bulunduğunun bildirildiği gözetilerek kayyım raporlarında tahsil edilen hak edişlerin nereye harcandığı, hangi borçların ödendiği Yargıtay denetimine elverişli bir şekilde ortaya konulmayarak mahkemece denetlenmediği gibi müdahillerin bilirkişi ve kayyım raporlarına karşı ileri sürdükleri itirazları karşılanmamıştır.
Hükme esas alınan 01.07.2011 tarihli bilirkişi raporunda, hükümden bir yıl önceki 31.03.2011 tarihli bilanço değerleri dikkate alınmış, davacının hükümden üç yıl önce sunduğu, süreç içerisinde bir kısım kalemlerinin de uygulanamayacağı anlaşılan iyileştirme projesine göre sürece devam edilmiş, projenin revize edilmesinin gerekip gerekmediği hiç bir şekilde değerlendirilmemiştir.
Bu durumda, müdahil alacaklıların raporlara karşı itirazları da karşılanacak şekilde inceleme yaptırılarak mevcut bilirkişi heyetinden kayyım raporlarıyla yetinilmeyecek şekilde, davacı şirketin tüm kayıt ve defterleri ve banka hesapları üzerinde, gerektiğinde mahallinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasiflerine göre, varlıkların rayiç değerleri dikkate alınarak, borca batıklık durumu, bunun nedenleri ve iyileştirme projesinin gerçekçi olup olmadığı, revize edilmesinin gerekip gerekmediği, iyileştirme projesine göre gerçekleşme sağlanmışsa bunların ne olduğu ve şirketin aktif ve pasifine etkisinin ne olduğu, davanın 11.03.2009 tarihinde açıldığı ve davacının halen borca batık olduğu gözetildiğinde borca batıklıktan kurtulması imkanının olup olmadığı hususları üzerinde tek tek durularak, açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alındıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken bilirkişinin ve kayyımın yetersiz, Yargıtay denetimine elverişli olmayan raporlarına istinaden, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2) Bozma nedenine göre, müdahiller .... Finansman Türk A.Ş. ve .... Varlık Yönetimi A.Ş. vekili, . ... Plastik Makine Elektrik ile İnş. San. Tic. Ltd. Şti., Yapı Kredi Finansal Kiralama A.O. vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, müdahiller ... Finansman Türk A.Ş. ve ... Varlık Yönetimi A.Ş. vekili,... Plastik Makine Elektrik ile İnş. San. Tic. Ltd. Şti., Yapı Kredi Finansal Kiralama A.O. vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararı tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.