14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/16726 Karar No: 2020/4447 Karar Tarihi: 07.07.2020
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/16726 Esas 2020/4447 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2016/16726 E. , 2020/4447 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 15/02/2016 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacılar vekili, ... ili, Merkez ilçesi, ... Mahallesinde kayıtlı 336 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın mümkünse aynen taksimini, olmadığı takdirde paydaşlar arasında satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir. Davalı vekili süresi içinde cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile; ... ili, Merkez ilçesi, ... Mahallesi, 332 ada 2 parsel numaralı taşınmazın umuma açık arttırma sureti ile ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 281. maddesinde; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır. Anayasanın 36. maddesi ile güvence altına alınmış olan savunma hakkı ise, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde de “Hukuki dinlenilme hakkı” başlığı altında ayrıca düzenlenmiştir. Hakim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Buna göre hakim iddia ve savunma haklarını kullanabilmeleri için tarafları duruşmaya çağırmak zorundadır. Somut olayda; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 281/1. maddesine göre; taraflar, bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde rapora karşı itirazda bulunabilirler. Bu nedenle bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği tarih ile sonraki duruşma tarihi arasında iki haftadan fazla bir sürenin bulunması zorunludur. Mahkemece, bilirkişi raporu davalı vekiline 08.06.2016 tarihinde tebliğ edilmiş olup, rapora karşı iki haftalık itiraz süresi dolmadan 09.06.2016 tarihinde duruşma yapılmak suretiyle yargılamanın bitirildiği anlaşılmıştır. Bu durum taraflara, rapora karşı iki haftalık süre içinde itiraz hakkı tanıyan Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 281. maddesinin 1. fıkrasına aykırı olup bu husus davalının hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanması niteliğindedir. Ayrıca, hükmün kurulduğu 09.06.2016 tarihindeki duruşma için davalı vekili tarafından mazeret dilekçesi sunulduğu halde; mahkemece davalı vekilinin mazereti hakkında bir değerlendirme yapılmadan yokluğunda duruşma yapılarak karar verilmesi de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesine aykırı olup savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurduğundan, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın yatırana iadesine, 07.07.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.