12. Ceza Dairesi 2016/4618 E. , 2016/10194 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/b, TCK 62, 51/1-3, 52/2. maddeleri gereğince mahkumiyet.
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin karar, katılan vekili ve sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Kısmen 1. derece arkeolojik ve kısmen 2. derece doğal sit alanı kabul edilen bölge içerisinde yer alan, ... ilçesi, ... mahallesi, ... mevkiinde bulunan ve tapuda sanık adına kayıtlı olan 68 ada 1 sayılı parselde İzmir Müze Müdürlüğü görevlilerince yapılan incelemede, sit alanı içerisinde kalan bu arazinin etrafının tel çit ile çevrilmiş olduğunun, araziye 200 adet mandalina ağacının dikildiğinin ve betonarme hayvan barınağı ile bir de betonarme binanın yapılmış olduğunun tespit edildiği, bu eylemler nedeniyle taşınmazın maliki olan sanık ... hakkında soruşturmaya başlandığı ve 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan davanın açıldığı, olay yerinde yapılan 05.07.2010 tarihli keşfe iştirak eden inşaat mühendisi, ziraat mühendisi, fen bilirkişisi ile arkeologdan alınan raporlardan anlaşılacağı üzere, mandalina ağaçlarının 40 yıllık olduğu, ancak yeni yapılan bir bina ile eskiden yapılmış binadaki dışa yansıyan tadilatların keşif tarihinden 3 yıl önce yapıldığı, sanığın 1. derece arkeolojik ve kısmen 2. derece doğal sit alanı içerisinde gerçekleştirdiği eylemlerinin inşai ve fiziki müdahale niteliğinde olduğu, ilgili tapu kaydında davaya konu taşınmazın sit alanı ilan edilen bölge içerisinde yer aldığına dair 10.11.1992 tarihli şerhin mevcut olduğu, böylece izinsiz uygulamaların yapıldığı yerin sit alanı ilan edilen bölge içerisinde yer aldığının sanık tarafından bilindiğinin kabul edilmesi gerektiği, tüm bu nedenlerle sanığın eylemlerine uyan 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan mahkumiyetine karar verilmesinde bir aykırılığın olmadığı anlaşılmakla,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin, sanığın cezasının ertelenmemesi gerektiğine ilişkin, sanığın ise bir sebebe dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında tayin edilen erteli hapis cezasının uzun süreli olduğu, bu sebeple TCK"nın 53/1 maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, sanık hakkındaki hükme “sanığın, 5237 sayılı TCK" nın 53. maddesinin 1. fıkrasının a,b,c,d,e bentlerinde belirtilen haklarından, mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi altsoyu üzerindeki, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise sanığın cezası ertelendiğinden, 5237 sayılı TCK"nın 53/3 maddesi uyarınca, aynı Kanunun 53/1-c maddesinde belirtilen kişisel hak yoksunluğunun, sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanmasına yer olmadığına, TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendindeki hak yoksunlukları açısından ise Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesine,” ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükümdeki usul ve kanuna uygun bulunan sair hususların aynen bırakılmasına karar verilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.