Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4974
Karar No: 2012/6765
Karar Tarihi: 19.11.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4974 Esas 2012/6765 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/4974 E.  ,  2012/6765 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili,kooperatif üyesi davalının aidat borcunun tahsili amacıyla 12.000,00 TL asıl, 1.746,66 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.746,66 TL için yapılan icra takibinin 9.546,66 TL"lik kısmına itiraz ettiğini, borcunu ödemediğini ileri sürerek, kısmi itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı kooperatifin üyesi olan müvekkili hakkında başlatılan icra takibinde 4.200,00 TL borcu kabul ederek ekleri ile birlikte ödediğini, başka borcu bulunmadığını, kooperatif yöneticileri hakkında savcılığa şikayette bulunan müvekkiline husumete dayalı olarak asılsız icra takibi yapıldığını savunarak, davanın reddini ve %40 kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen ek bilirkişi raporuna göre, davacının 2005, 2006, 2007, 2008, 2009 ve 2010 senesi Kasım ayına kadar olan aidat borcunun toplam 139.991,65 TL olduğu, buna 8.000,00 TL şerefiye de eklendiğinde ödenmesi gereken borcun asıl raporda belirtilen 147.991,65 TL olduğu, davacının 145.000,00 TL ödemesi düşüldüğünde takip konusu olması gereken asıl alacak miktarının 2.991,65 TL olduğu, buna 93,33 TL tutarındaki işlemiş faiz de ilave edildiğinde borcun ilk rapordaki gibi 3.084,98 TL olduğu, davacının 4.200,00 TL’lik kısmını kabul ederek ödediğinden 1.115,02 TL fazla ödemesi bulunduğu, emsal bilirkişi raporlarındaki bu tespitlere aykırı mütalaaların hadiseye uygun olmadığı şeklindeki beyanının hadiseye uygun ve kanaat verici bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir. Ortakların tümünü ilgilendiren genel kurul kararlarının, genel kurula katılan ya da katılmayan üyelere tebliği gerekmediğinden, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 53"ncü maddesi uyarınca toplantı tarihinden itibaren bir ay içinde iptali için dava açılmadığı taktirde kesinleşir ve genel kurula katılan veya katılmayan bütün ortakları bağlar. Ortaklardan sadece bir kısmı hakkındaki şahsi nitelik taşıyan kararların ise ilgililerine tebliği gerekmektedir. Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidatın süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki
    yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı BK"nın 101/2. ( 6098 sayılı TBK"nın 117.) maddesi hükmü karşısında, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Genel kurulda gecikme faizi ile ilgili karar alınmaması durumunda, daha önceki genel kurul ya da kurullarda belirlenen gecikme faizi oranı üzerinden, daha önce böyle bir karar alınmamışsa yasal faiz oranı üzerinden hesaplama yapılmalıdır.
    Hükme dayanak bilirkişi raporunda yapılan ödemeler öncelikle faize mahsup edilmeyip, yatırılan ve yatırılması gereken aidatların farkları bulunarak davalının borcu hesaplanmıştır. Oysa BK"nın 84. maddesi hükmüne göre faiz ve masrafları ödemede geciken borçlunun yaptığı kısmi ödeme alacaklı tarafından öncelikle faize mahsup edilebilir. Nitekim davacı kooperatif tarafından yapılan takipte BK"nın 84. maddesinin uygulanması istenmiştir. BK"nın 84 üncü maddesi, aksi yönde bir genel kurul kararı alınmadıkça ya da kooperatifte aksi yönde bir uygulama bulunmadıkça ya da benimsenmedikçe kooperatifin alacaklarında da uygulanır. Bu maddenin uygulanması yönünde genel kurulda ayrıca bir karar alınmasına gerek yoktur. Mahkemece, benimsenen ek bilirkişi raporu bu ilkelere göre hesaplama içermediğinden hükme ve denetime elverişli değildir.
    10.05.2009 ve 30.08.2009 tarihli genel kurulda ödenmeyen aidatlar için %10 gecikme faizi oranı kararlaştırılmıştır. Mahkemece karar verildikten sonra temyiz aşamasında; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu"nun 7. maddesinde aynen "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76"ncı, faize ilişkin 88"nci, temerrüt faizine ilişkin 120"nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138"nci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesinin "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüd faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
    Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 42. maddesine göre genel kurul bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkini haizdir. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi"nin 23/1. maddesinin 6. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
    Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidatın veya şerefiye bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı BK"nın 101/2. ( 6098 sayılı TBK"nın 117.) maddesi hükmü karşısında, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK" nın 88 nci maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120 nci maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır.3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun" un 2/1. maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak faizi oranı, belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate alınmak zorundadır.
    Somut olayda, davacı vekilinin 03.10.2011 tarihli dilekçesine göre, 2010 yılı Temmuz-Aralık dönemine ait altı aylık aidat toplamı ile bunun faizi takibe konulmuş olup, 10.05.2009 ve 30.08.2009 tarihli genel kurulda kararlaştırılan aylık %10 faiz oranlarına göre bilirkişi raporunda hesaplanan işlemiş temerrüt faizi, TBK’nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
    Bu durumda, mahkemece, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, bilirkişiden yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda icra takibinde Temmuz ve Ağustos 2010 ayları için faiz talebinde bulunulmadığı, takip tarihi itibariyle henüz muaccel olmayan Aralık 2010 ayı aidatının istenmiş olduğu hususları da nazara alınmak suretiyle ek rapor alınıp, oluşacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 19.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi