23. Hukuk Dairesi 2017/893 E. , 2020/2280 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı şirket ile müvekkil şirket arasında 2013 bir hizmet alım satım sözleşmesi yapıldığı, sözleşmeye ilişkin son dört aylık bedelin davalı şirkete ihtar gönderilmesine rağmen ödenmediğini, bunun üzerine davalı şirkete icra takibi başlatıldığını, takibe haksız itiraz edilidğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirketin yönetmeliğe aykırı güvenlik görevlisi gönderdiğini, güvenlik görevlisinin birkaç kişi ile işbirliği yaparak iş yerine maddi zarara sebep olacak şekilde hırsızlık olayını gerçekleştirdiğini, yaşanan olayların maddi ve manevi zararın sorumlusu olduğunu, verilen zararların mahsup edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında "Güvenlik Hizmet Sözleşmesi" imzalandığı, bu kapsamda davacı tarafça davalının işyerine güvenlik hizmeti sağlandığı, davacı tarafça görevlendirilen bekçinin başka kişilerle işbirliği yaparak davalı işyerinde hırsızlık yaptığı, taraflar arasındaki sözleşmenin başlangıç ve bitiş tarihleri ile hırsızlık olayının gerçekleştiği tarih dikkate alındığında davalının hizmet aldığı tarihe kadar muaccel hale gelen borçları ödemek zorunda olduğu, davalı tarafça hırsızlık olayına ilişkin zararlar hususunda usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından, defi olarak ileri sürdükleri hususun iş bu davada irdelenemeyeceği gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulü ile fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan hizmet bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı sözleşme bedelini talep etmiş, davalı sair savunmalarının yanı sıra sözleşmenin ana unsuru olan güvenlik hizmetinin gerektiği gibi ifa edilmemesi nedeniyle gerçekleşen hırsızlık olayı neticesinde meydana gelen zararların mahsubunu istemiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı TBK"nın 139. maddesinin ilk iki fıkrası, ""1-İki kişi karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir. 2- Alacaklardan biri çelişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir."" hükmünü içermektedir. Yenilik doğuran bir hak olan takasın, davadan önce ve dava sırasında ileri sürülmesi mümkün olduğu
gibi, terditli olarak beyan edilmesi de takasın şarta bağlandığı anlamına gelmemektedir. Dairemizin 04.11.2014 tarihli ve 3943 E.-6950 K; 08.12.2014 tarihli ve 5307 E.-790 K. sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere, takas talebinin mutlaka karşı dava şeklinde ileri sürülmesi zorunlu olmayıp, savunma olarak da ileri sürülmesi olanaklıdır. İlke olarak, takas def"i de diğer def"iler gibi cevap dilekçesinde süresinde ileri sürülmelidir. Somut olayda cevap dilekçesi incelendiğinde takas def’inin ileri sürüldüğü görülmektedir. Bu konuda karşı dava açılmasına gerek yoktur. Bu nedenle davalının aşamalarda belirttiği zararının yöntemine göre belirlenerek sonuca gidilmesi gerekirken aksi gerekçe ile takas definin değerlendirilmemesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 25.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.