Esas No: 2020/7586
Karar No: 2022/2822
Karar Tarihi: 05.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7586 Esas 2022/2822 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalının yaptığı icra takibinin haksız olduğunu iddia ederek, takibin dayandığı çektin kendisine ait olmadığını ve borçlu olmadığını belirtmiştir. İlk derece mahkemesi, davacının bu iddialarını kabul etmiş ve davanın kabulüne, davacının borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar vermiştir. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi, takipten feragat edilmesi nedeniyle davada konu olan çekin konusuz kaldığına hükmetmiştir. Bu nedenle, istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi kararı bozulmuş ve dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararda geçen kanun maddeleri: HMK'nın 373/1. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 10.05.2017 tarih ve 2016/139 E- 2017/327 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.09.2020 tarih ve 2017/5490 E- 2020/1400 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının İstanbul 4. İcra Müdürlüğü’nün 2016/1538 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlattığını, takibe dayanak olan 29/12/2015 keşide tarihli 58.000,00 EURO bedelli çekte davacı ...'nün hiçbir sıfatla yer almadığını, buna rağmen davalı tarafça, kötü niyetli bir şekilde davacının da icra takibine dahil edildiğini ileri sürerek, 29/12/2015 keşide tarihli çekten dolayı davacının herhangi bir borcu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kuracağı fabrika için davalıdan makine talep ettiğini, şirket kuruluş işlemlerinin uzaması nedeniyle faturanın Yıldızpen Plastik San. ve Tic. A.Ş adına düzenlenmesini istediğini, 21/01/2015 tarihli kontrat imzalanarak sipariş alındığını, davacıdan alınan 3 adet peşinat çekinin makinaların davacıya tesliminden önce tahsil edildiğini, davacının belirttiği şirkete 2 adet fatura tanzim edildiğini, kalan makine bedelleri için davacının, 29/12/2015, 20/01/2016 ve 20/02/2016 tarihli çekleri keşide ederek davalı şirkete verdiğini, dava konusu 29/12/2015 tarihli 58.000,00 EURO bedelli çekin ödenmemesi üzerine yasal işlemlerin başlatıldığını, davacının Yıldızpen Plastik San. ve Tic. A.Ş.'nin ortağı, yönetim kurulu başkanı ve genel müdürü olduğunu, dava konusu çekten sorumlu olmadığını ileri sürerek borçtan kurtulmaya çalıştığını belirterek, davanın reddine davacı aleyhine tazminata karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, kambiyo senedinin dayanağı olan kontrat isimli belgenin davalı şirket ve dava dışı Yıldızpen Plastik San. ve Tic. A.Ş. arasında imzalandığı, faturaların da Yıldızpen Plastik San. ve Tic. A.Ş. adına tanzim edildiği, dava dışı diğer çeklerin de Yıldızpen Plastik San. ve Tic. A.Ş. tarafından keşide edilerek davalı şirkete verildiği, gerek temel ilişki gerekse kambiyo ilişkisinde davacının şahsi olarak taraf sıfatının bulunmadığı, bağımsız borç altına girmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davaya konu takibin dayanağı çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davaya konu takibin dayanağı 29.12.2015 keşide tarihli, 58.000 Euro bedelli çekte, keşidecinin Yıldızpen Plastik San. Tic. A.Ş., lehtarın Lider Makina Sanayi ... Ltd. Şti. olduğu, çekin, hamili davalı ... Makine ... Şti. tarafından bankaya ibraz edildiği, davacının çekte cirosunun ya da keşideci sıfatıyla imzasının bulunmadığı, davacının borca itirazı üzerine İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/62 esas 2017/262 karar sayılı kararıyla takibin başlatıldığı İstanbul 4. İcra Müdürlüğü yetkisiz olduğundan icra dosyasının yetkili Karşıyaka İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesine karar verildiği, dosya Karşıyaka İcra Müdürlüğü’ne gönderildikten sonra düzenlenen ödeme emri ve takip talebinde, davacının borçlu sıfatıyla isminin bulunmadığı, davalı alacaklının, sadece Yıldızpen Plastik San. ve Tic. A.Ş. hakkında icra takibini devam ettirdiği anlaşılıyorsa da, davacı hakkındaki takipten feragat beyanı bulunmadığından, davanın konusuz kaldığından bahsedilemeyeceği, davacının çekte cirosu ya da keşideci sıfatıyla kendi şahsını bağlayacak imzası bulunmadığından, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacı aleyhine kambiyo senedine istinaden girişilen takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı aleyhine İstanbul 4. İcra Müdürlüğü’nün 2016/1538 esas sayılı dosyasıyla takip başlatılmış olup, daha sonra borçluların itirazı üzerine icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığı kabul edilerek, takip dosyasının yetkili Karşıyaka İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesine karar verilmiş; dosyanın gönderildiği yetkili icra müdürlüğü tarafından alacaklının takibine istinaden sadece çek keşidecisi Yıldızpen Plastik San. ve Tic. A.Ş.’ne ödeme emri gönderilmiş ise de icra dosyasına yansıyan 28/04/2017 tarihli davalının dilekçesi ve icra tutanaklarından da anlaşılacağı üzere davalı (alacaklı) tarafça, davacı hakkındaki icra takibinden feragat edilmiştir. Bu durumda davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından ve bu husus mahkemece re’sen gözetilecek bir hal olmakla, Bölge Adliye Mahkemesince yanılgılı gerekçe ile istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 05/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.