Esas No: 2020/7475
Karar No: 2022/2843
Karar Tarihi: 05.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7475 Esas 2022/2843 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı tarafından, taraflar arasında imzalanan bir sözleşmenin 10.2 maddesi uyarınca ICC Tahkim Kuralları gereğince Londra'da verilen bir nihai kararın tenfizi talep edilmiş, İlk Derece Mahkemesi kararı ile talep kabul edilmiştir. Ancak davalı tarafın istinaf başvurusu sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi, davalının hiçbir tenfiz engeline dayandıramayacağı kararın infaz kabiliyeti olduğunu ve hakem kararının tenfizine hükmetmiştir. Temyiz başvurusu sonucunda ise Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiği kararına varılmıştır. İlgili Kanun Maddeleri: HMK 355 vd., 369/1., 371, 370/1. ve 372.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 10.05.2018 tarih ve 2017/1033 E- 2018/481 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.09.2020 tarih ve 2018/2196 E- 2020/917 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 30/05/2017 tarihli sözleşme ve devamından kaynaklanan ihtilafın, sözleşmenin 10.2. bendi uyarınca Londra'da ICC Tahkim yolu ile sona erdirildiğini, tahkim nihai kararında, ''Davalı, davacıya 119.499,12 EURO + yıllık %7,5 taban faiz oranı ile 20 Kasım 2009'dan itibaren ödeme yapmasına mahkum edilmiştir. Tahkim duruşmaları için temsil ve diğer giderler ile ilgili tarafların yapmış oldukları makul harcamalar için davalının davalıya 55.534,69 EURO ödemeye mahkum edilmiştir. 50.000,00 USD tutarındaki ICC Danışmanlık ücreti ve telif ücreti ve tek hakemin giderleri davalı tarafından üstlenilmelidir. Davalı davacıya önceden ödediği 50.000,00 USD ödemeye mahkum edilmiştir. Diğer tüm talepler reddedilmiştir.'' şeklinde hüküm tesis ettiğini, ICC karalarının, ICC Tahkim Kuralları gereği, nihai ve bağlayıcı nitelikte kesin kararlardan olduğunu, bu konudaki 34. maddede, her kararın taraflar için bağlayıcı olduğu, tarafların, uyuşmazlığı kurallar uyarınca tahkimi sunmakla verilecek kararı derhal icra etmeyi kabul ettikleri ve bu tür bir feragat geçerli olarak yapılabildiği ölçüde kanuni yollara başvurma haklarından feragat etmiş sayılacaklarının belirtildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 10.2. maddesinde, sözleşmeden kaynaklanan ihtilafın nihai olarak hakem tarafından çözümleneceği ve tahkim kurulunca verilecek kararın nihai ve ilgili taraflar üzerinde bağlayıcı olacağı ve tahkim yerinin de Londra olduğunun kararlaştırıldığını ileri sürerek ICC Uluslararası Tahkim Merkezinin 19666/GFG/FS dava nolu nihai kararın tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, tenfize konu kararın kendilerine tebliğ edilmediğini, dava dilekçesi ve ekinde gelen evraklarda da bu kararın yer almadığını, sözleşme, kural kitapçığı, apostil şerhi ve karar tebliğ edilmediğinden itiraz ve dava haklarının saklı tutulduğunu, taraflar arasında EK-1 diye tabir edilen sözleşmeye ve sözleşmedeki şirket yetkilisinin imzasına açıkça itiraz ettiklerini, tenfize konu ICC Tahkim kararını da kabul etmediklerini, bu kararın sahte olma ihtimali bulunduğundan ilgili ülkeden teyit edilmesi ve Bakanlık yoluyla böyle bir kararın varolup olmadığının araştırılmasını talep ettikleri, dava dilekçesinde tahkim kuralları gereği nihai ve bağlayıcı nitelikte kesin karardan bahsedilmiş ise de bu karardan müvekkili şirketin haberdar olmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere tahkim kararında olduğu belirtilen faiz oranına, taraflara tayin olunan alacak miktarına, yargı ücretlerine ayrı ayrı itiraz ettiklerini ve davacının tüm talepleriyle ilgili Türkiye'de yeniden yargılama yapılmasını talep ettiklerini, davacı tarafından ibraz edilen belgelere karşı sahtelik iddiaları bulunduğundan imza ve yazı incelemesi yapılmasını istediklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında akdedilen 30.05.2007 tarihli sözleşmede tahkim şartının bulunduğu, Tahkim yerinin Londra olarak kararlaştırıldığı, usul anlamında Uluslararası Tahkim Kurallarının uygulanacağının taraflarca kabul edildiği, bu düzenleme çerçevesinde hakem tarafından inceleme ve yargılama yapılarak neticeye ulaşıldığı, kararın Türk Kamu düzenine aykırılık teşkil edecek bir yönünün olmadığı, Türk Hukuku bakımından uyuşmazlığın tahkime elverişli olduğu, davalının New York Sözleşmesinin V/1. maddesindeki red nedenlerinden bir kısmına dayandığı ancak bunu ispata yarar hiçbir belge ve bilgi ibraz etmediği, ayrıca davalı tarafından 30.05.2007 tarihli sözleşmedeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığı ileri sürülmüş ise de, tahkim kararı içeriğinden anlaşıldığı üzere, tahkim yargılamasında davalının savunmasının alındığı, bu savunmaya kararda yer verildiği, ayrıca davalı tarafından gösterilen tanığın dinlendiğinin anlaşıldığı, buna göre davalının ICC Tahkim Merkezinde yapılan yargılamaya katılarak tüm savunma ve defilerini ileri sürdüğü, yargılamanın her aşamasında bulunduğu ve Tahkim şartının bulunduğu 30.05.2007 tarihli sözleşmedeki imzayı kabul etmediği yönünde bir beyanınında olmadığından artık sözleşmeyi benimsediği, tahkimde ileri sürmediği bir itirazın mahkemece dinlenmesinin mümkün bulunmadığı, New York sözleşmesinin V. maddesinde belirtilen ve davalı tarafın ispatı zorunlu olan ayrıca mahkeme tarafından resen gözetilmesi gereken sınırlı olarak sayılan hiçbir tenfiz engelininde bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, ICC Uluslararası Tahkim Merkezinin 19666/GFG/FS sayılı 09.03.2017 tarihli kararının tenfizine, karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında imzalanan 30.07.2017 tarihli alım-satım sözleşmesinin 10.1 ve 10.2 maddesinde tahkim yeri olarak Londra gösterildiği, satıcı davacı ülkesi Kanunlarının geçerli olacağı ve sözleşmeden kaynaklı ihtilafların Uluslararası Ticaret Odası (ICC) Tahkim kuralları doğrultusunda atanacak bir veya daha fazla hakem tarafından nihai olarak çözüme kavuşturulacağı öngörüldüğü, davacı vekilinin tahkim sözleşmesinin aslının onanmış sureti ile tercümesini, yabancı hakem kararının apostil şerhli ve tercümesi yapılmış belge örneklerini sunduğu, dava konusu tenfizi istenen hakem kararına karşı verildiği yer ülkesinde iptal davası açıldığı iddia edilmediği gibi ICC Tahkim Kurallarına göre kararın kesin olduğundan hakem kararının infaz kabiliyeti kazandığı, yabancı hakem kararının kamu düzenine aykırı olmadığı ve yukarıda belirtilen tenfiz şartlarının somut olayda gerçekleştiği gözetildiğinde, İlk Derece Mahkemesince, hakem kararının tenfizine karar verilmesinde usule ve yasaya aykırılık görülmediği (Dairemizin 16.07.2013 tarih, 2012/16024 Esas-2013/14728 Karar sayılı ilamı), ancak hakem kararlarının tenfizi davalarında nispi harç alınacağına dair bir düzenleme bulunmadığı, bu durumda İlk Derece Mahkemesince, nispi harç ile davacı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığından davalı vekilinin bu yöndeki istinafı yerinde görüldüğü gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne,ICC Uluslararası Tahkim Merkezinin 19666/GFG/FS sayılı 09.03.2017 tarihli kararının tenfizine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 05/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.