Esas No: 2020/5622
Karar No: 2022/2821
Karar Tarihi: 05.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5622 Esas 2022/2821 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalı şirketin veraseten ortağı olduğunu ve olağanüstü genel kurul toplantısına kendisini temsil etmek üzere Av. ...'ı vekil tayin ettiğini ancak toplantıda geri çevrildiğini iddia ederek, genel kurul kararının iptal edilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiştir. İstinaf başvurusunun esastan reddine karar veren Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir. Yargıtay ise davacının genel kurul toplantısına katılma hakkının sınırlandırılmadığına ve genel kurul kararlarının butlan sebepleri içinde değil, iptal sebepleri içinde değerlendirilebileceğine dair gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararını onamıştır.
Kanun Maddeleri: Türk Ticaret Kanunu'nun 446 ve 447/1 maddeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/b-1, 370/1 ve 372 maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 23.05.2018 tarih ve 2017/439 E- 2018/520 K. sayılı kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 04.12.2019 tarih ve 2018/1337 E- 2019/1738 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun'un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı asıl, davalı şirketin veraseten ortağı olduğunu, olağanüstü genel kurul toplantısına kendisini temsil etmek üzere Av. ...'ı vekil tayin ettiğini, toplantı günü kendisini temsilen vekilinin şirket merkezinde bulunduğu ve "toplantı yok" denilerek geri çevrildiğini, 2. toplantı tarihini beklemesi gerektiğinin söylendiğini, toplantı ve karar tarihi olarak Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan edilen ve kendisinin usulüne uygun davet edildiği halde toplantıya katılmadığı ve bu yüzden yokluğunda alınmış gösterilen ortaklar kurulu kararı ve tescil ettirilen toplantı tutanağının aldatmaca olduğunu, şirket ortaklarından Nurcan Aksoy'un da yurtdışında olmasına rağmen toplantıya katılmış gösterildiğini, 06/01/2017 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan olunan ve kendisinin de yeni öğrendiği kararla eşit hisselerle veraseten ortak oldukları diğer kişilerin de şirketteki hisselerinin tamamının şirket müdürü ...’e devredildiğini, ayrıca şirkette veraseten ortak olan annesi Asiye Çelik'in payının bu şirket müdürüne devredildiğini, annesinin bu durumdan haberinin olmadığını ve böyle bir durumu da onaylamadığını, eşit işlem ilkesinin ve iyi niyet esaslarının alenen ve kasten ihlal edildiğini, ortak olarak toplantıda oy kullanma ve temsil hakkının kasten gaspedildiğini ileri sürerek, davalı şirketin 06/01/2017 tarih ve 00153 nolu Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilen Ortaklar Genel Kurul Kararı’nın geçersizliğinin tespiti ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, müvekkili davalı şirketin, şirket müdürü tarafından 23/12/2016 tarihinde "hisse devri" gündem maddesiyle toplanılmak üzere olağanüstü toplantıya çağrıldığını ve söz konusu olağanüstü genel kurul toplantısının kanunda belirtilen şekil ve usul şartları yerine getirilerek belirlenen tarihte gerçekleştirildiğini, yapılan toplantıda alınan kararların 2016/1 karar numarası ile Beykoz 3. Noterliği'nde 06/01/2017 tarihinde tasdik edildiğini ve 11/01/2017 tarihinde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde tescil edildiğinin ilan olunduğunu, bu toplantıya davacının avukatı vasıtasıyla, ortakların ise bizzat katıldığını, toplantıya davacıyı temsilen katılan Av. ...'ın toplantı yerinde şirket müdüründen gündemle ilgisi olmayan evrak ve belgeleri istediğini, şirket müdürünün de kendisine gündem dışında işlem yapılamayacağını ve karar alınamayacağını söylemesi üzerine toplantıyı beklemediğini ve alınacak kararları kabul etmeyeceklerini ve bu kararlarla ilgili imza da atmayacaklarını belirterek toplantının yapılacağı yerden ayrıldığını, dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısında şirketi ilgilendiren bir konu olan "hisse devri" ile ilgili toplanıldığını ve buna ilişkin karar alındığını, davacı hariç diğer veraseten pay sahibi ortakların kendilerine ait hisseleri ...'e devrettiklerini, bu toplantının kanuna ve hukuka uygun olarak yapıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller ve dinlenen tanık beyanlarına göre, davacının, ortağı olduğu Küçüksu Un ve Unlu Mamuller Ltd. Şti.'nin 23/12/2016 tarihinde yapılacak olan toplantısına usulüne uygun olarak davet edildiği, davacının bu toplantıya katılmak üzere vekaleten Av. ...’ı gönderdiği, vekilin davalı şirketle ortakları aynı olan ve aynı gün genel kurul toplantısı yapılacak olan Başak Un ve Unlu Mamuller Ltd. Şti.’nin merkezine gittiği, orada şirket ortaklarından Muammer Kalyoncu ile görüştüğü, yapılan konuşmalar sonucu genel kurulun yapılamayacağı kanaatine vararak oradan ayrıldığı, aynı gün davalı şirketin saat 15.00’de yapılan toplantısına katılmadığı, her ne kadar davacı tarafından davalı şirketin 23/12/2016 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların butlan ve yoklukla malul olduğunun tespiti istenmiş ise de, ileri sürülen iddiaların butlan sebepleri içerisinde değil, 6102 sayılı TTK’nın 446. maddesindeki iptal sebepleri içinde değerlendirilebileceği, iptal davasının ise genel kurulun yapılmasından itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği, ayrıca davacının hisse oranı itibariyle toplantıya katıldığı takdirde ortaklar kurulu kararının etkileyecek nisapta olmadığı ve bu nedenle iptal şartlarını da taşımadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, iptali istenen genel kurul kararının alındığı genel kurulun toplanmasında usule aykırı bir durum olmadığı, genel kurul kararında davacı ortağın, TTK'nın 447/1. maddesinde belirtilen haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran bir karar alınmadığı, davacının pay miktarı itibariyle genel kurula katılması halinde dahi dava konusu genel kurul kararlarının sonucuna etkili olamayacağı, alınan kararların yoklukla malul olduğuna yönelik bir delil bulunmadığı, davacının iddia ettiği hususların iptal sebebi olabileceği, ancak bunun da koşulları oluşmadığından ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına ve özellikle davada ileri sürülen hususların genel kurul kararlarının butlanın mucip olmayıp iptal sebepleri olarak kabul edilmesinin gerekmesi nedeniyle genel kurul toplantısına katılmayan ortağın iptal davası açma hak ve kabiliyetinin bulunmamasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 05/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.