23. Hukuk Dairesi 2012/3871 E. , 2012/6745 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatifin müvekkiline 28.10.2003 tarihi itibariyle 41.132,89 TL borcu olduğunu bildirdiğini, oysaki davalı kooperatiften 2000 ve 2001 yıllarında muhtelif emtia satın alan müvekkilinin yapmış olduğu ödemelerin düşülmediğini ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatife talep edilen miktar kadar borçlu bulunmadığının tespiti ile %40 kötüniyet tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının yaptığı tüm ödemelerin kooperatif kayıtlarına işlendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının davalı kooperatife toplam 19.030,56 TL borcu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davacının davalı kooperatife 22.102,34 TL borcu bulunmadığının tespitine, bu meblağı üzerinden hesaplanan %40 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin harç ve yargılama giderlerine yönelik tüm temyiz itirazları ile davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Dava, davacının üyesi bulunduğu kooperatife borcu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece karar verildikten sonra temyiz aşamasında; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu"nun 7. maddesinde aynen "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76"ncı, faize ilişkin 88"nci, temerrüt faizine ilişkin 120"nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138"nci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesinin "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz."
hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu durumda, mahkemece, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren anılan yasal düzenlemeler bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, işlemiş akdi faiz ve temerrüt faizi oranları ve miktarları bakımından gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
Öte yandan, davacı tarafça 23.11.2000 tarihinde yapılan 2.200,00 TL tutarındaki ödemenin, ödeme tarihi itibariyle belirlenen borcundan düşülmesi ve buna göre hesaplama yapılması gerekirken, dava tarihi itibariyle belirlenen toplam borç üzerinden düşülerek sonuca gidilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.11.2012 günü oybirliği ile karar verildi.