17. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/268 Karar No: 2010/4269 Karar Tarihi: 04.05.2010
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/268 Esas 2010/4269 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2010/268 E. , 2010/4269 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait aracın davalı nezdinde kasko sigortalı bulunduğunu, aracın kaza sonrasında hasar gördüğünü ancak davalı tarafından hasar bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, 2.532,64 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının doğru ihbarda bulunmadığını savunarak, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının doğru ihbarda bulunma yükümlülüğünü kasten yerine getirmediğini, hasarın teminat kapsamında olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan sigorta bedelinin sigortacıdan tahsili istemine ilişkindir. Davacıya ait aracın 27.02.2007 ile 27.02.2008 dönemi için davalı ... şirketine kasko poliçesi ile sigorta yaptırıldığı ve davalı şirkete kasko sigortalı araçtaki hasarın (rizikonun) poliçe yürürlük süresi içerisinde meydana geldiği taraflar arasında çekişme konusu değildir. TTK. 1282 nci maddesi uyarınca sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi anılan yasanın 1281 nci maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartları tarafından düzenlenmiş teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. Anılan Genel Şartlar ve TTK.nun 1292/3 ncü maddesi uyarınca sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfeti sigortalıya geçer. Davacı sigortalı, kazayı 21.11.2007 günü ihbar etmiştir. Kazadan sonra kaza tespit tutanağı düzenlenmemesi zararın tek başına teminat dışında kalmasını gerektirmez. Sigortacı rizikonun ihbar edilen yerden farklı şekilde oluştuğunu, aracın sigorta teminatı dışında ve başka yerde hasarlanıp olay yerine getirildiğini soyut iddialarla değil somut delillerle kanıtlamalıdır. Bilirkişi raporunda, kaza ile ilgili hiç bir resmi evrakın bulunmadığı, ihbar edildiği şekilde meydana gelen bir kazada aracın sol ön kısmının da hasar göreceğe, bu nedenle doğru ihbarda bulunulmadığının belirtilmesi tek başına zararın teminat kapsamı dışında kalması için yeterli kabul edilemez. Bu nedenlerle işin esasına girilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.