4. Hukuk Dairesi 2009/6609 E. , 2010/255 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğeri aleyhine 14/07/2004 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 31/12/2008 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili; duruşmasız olarak da davalılar vekilleri taraflarından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 19/01/2010 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile karşı taraf davalılardan ... Basın Yay. Dağ. Reklam Tic. Ltd. Şti. vekili Avukat ... geldiler, diğer davalı ... adına kimse gelmedi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların tüm, davacıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
A)Dava, haksız eylem nedeniyle yaralamadan dolayı maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemlerine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davacılar ve davalılar tarafından temyiz olunmuştur.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını
kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davacı küçüğün yaralanmasının niteliği ve derecesi ile yukarıda gösterilen ilkeler gözetildiğinde davacılar yararına takdir edilen manevi tazminat tutarları azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere karar bozulmalıdır.
b)Dava dilekçesinde istenen maddi tazminat tutarı, 21/3/2006 günlü dilekçe ile usulüne uygun biçimde ıslah edilmiş ise de maddi tazminatın ıslah edilen bölümü yönünden değerlendirme yapılmamış ve bir karar verilmemiştir.
Yerel mahkemece, ıslah dilekçesi ile istenilen maddi tazminat yönünden de bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a ve b) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA; davalıların tüm, davacıların öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve temyiz eden davacılar yararına takdir olunan 750,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine ve davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/01/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.