Esas No: 2020/576
Karar No: 2022/2902
Karar Tarihi: 06.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/576 Esas 2022/2902 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, dava dışı şirketlere kullandırılan kredilerde müteselsil kefil sıfatıyla kefalet veren ve davalı banka nezdinde müşterek ve ayrı ayrı bulunan hesaplarından yapılan mahsupların rehin sözleşmeleri gereği dava dışı şirketlerin kredi ödemelerine ilişkin olduğunu, davacıların sözleşmelerin usulsüz olduğunu kanıtlayamadığı, taraflar arasındaki uygulama nedeniyle davacıların bu durumu benimsediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildi. Davacılar vekili kararı temyiz etti ancak temyiz itirazları yerinde görülmedi. Kanun maddeleri: Türk Borçlar Kanunu madde 489, 490.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 01.11.2018 tarih ve 2017/1164 E. - 2018/1070 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 05.04.2022 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı bankada hem müşterek ve hem de ayrı ayrı mevduat ve yatırım hesaplarına sahip olan müvekkillerinin, dava dışı damadının şirketleri için kredi başvurusu üzerine müvekkillerine bir takım boş belgeler imzalatıldığını, belge içeriği konusunda aydınlatma yapılmadığını, çeşitli tarihlerde bu boş belge imzalatma işleminin sürdürüldüğünü, müvekkillerinin zaman içinde hesaplarından bir takım paralar çekildiğini farketmeleri üzerine gerek kendileri tarafından gerekse vekilleri yoluyla 02.11.2011 ve 07.12.2011 tarihli dilekçe kapsamında 2002 yılından bu yana ki tüm hesap hareketleri yönünden bilgi istenmesine rağmen verilen yanıtlarda eksik belge gönderilip bilgilerin gizlendiğini, sözleşmelere sonradan ilave edilen parafsız yazı ve rakamların yok hükmünde olduğunu, sözleşmelerin müvekkillerine kredi ve kefalet miktarları boş olarak imzalatıldığından geçerli sayılamayacağını, diğer hesap sahibinin rızası alınmadan müşterek hesap için verilen rehnin hüküm ifade etmediğini, yine boş imzalatılan ve sonradan doldurulan rehin sözleşmelerinde rehnin kimin kredi borcu için verildiğinin ve hangi hesabın rehnedildiği gibi zorunlu esaslı unsurların belirtilmediğini, bu sebeplerle hukuken geçersiz olduğunu, müvekkillerinden ...’in İntermarine Ltd. Şti. lehine verdiği bir kefalet ya da rehnin bulunmadığını, hesaplardan doğrudan kesinti yapılamayacağını ileri sürerek hesaplarından çekilen ve bloke konulan dava dilekçesinde detayları belirtilen toplam 1.536.120,00 TL’nin dava dilekçesinde belirtilen tarihlerden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalıların ortak hesaplarının teselsüllü müşterek hesap olduğunu, kullandırılan kredilerde ve limit artırımına ilişkin sözleşmelerde davacıların kefil ve rehin veren sıfatıyla imzalarının bulunduğunu, kesintilerin sözleşmelere uygun olduğunu, yapılan bir kısım kesintilere ait bir kısım fişlerde davacıların imzalarının bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, dava dışı şirketlere kullandırılan kredilere müteselsil kefil sıfatıyla kefalet veren davacıların davalı banka nezdinde müşterek ve ayrı ayrı bulunan hesaplarından yapılan mahsupların rehin sözleşmeleri gereği dava dışı şirketlerin kredi ödemelerine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki rehin ve kefalet sözleşmeleri kapsamında yapıldığı, rehin ve kefalet sözleşmelerinin usulsüz olduğunun davacı tarafça kanıtlanamadığı, taraflar arasındaki uygulamanın uzun süre devam etmesi nedeniyle bu durumun davacılar tarafından benimsendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1-Davacılar vekilinin 07.01.2019 havale tarihli temyiz dilekçesinde mürafaa talebi olduğu halde bu talep gözden kaçırılıp Dairemizin 02.12.2019 tarih ve 2019/675- 7702 E.- K. sayılı ilamının duruşmasız incelenerek verildiği görüldüğünden anılan ilamın ortadan kaldırılmasına ve duruşma yapılmakla davacılar vekilinin 07.01.2019 havale tarihli temyiz dilekçesinde ileri sürülen itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
2-Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, Dairemizin 02.12.2019 tarih ve 2019/675- 7702 E.- K. sayılı ilamının ORTADAN KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 36,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 06/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.