4. Hukuk Dairesi 2009/6413 E. , 2010/248 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... ve ... vekili Avukat ... tarafından, davalı-karşı davacı ... ve diğerleri aleyhine 14/06/2001-09/07/2001 gününde verilen dilekçeler ile karşılıklı maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşılık davanın reddine dair verilen 20/11/2008 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı ve karşılık davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 19/01/2010 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı-karşılık davacılardan asil ... ve vekilleri Avukat ... geldi, karşı taraftan davacı-karşı davalılardan ve davacı adlarına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı-karşılık davacıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalı-karşılık davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince; a)dava, trafik kazası nedeniyle desteğin ölümünden dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemlerine ilişkindir. Yerel mahkemece karşılık dava reddedilmiş; asıl davanın ise bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalı-karşılık davacılar tarafından temyiz olunmuştur.
Ceza yargılaması sırasında, dava konusu trafik kazasının şerit ihlali nedeniyle meydana geldiği belirlenerek, davacılardan ..."in kusursuz olduğu kabul edilmiş ve hakkında verilen beraet kararı kesinleşmiştir. Ceza yargılamasında düzenlenen bilirkişi raporunda benimsenen kaza tutanağına göre çarpışma, davacılardan ...’in yol bölümünde ve orta şeride 10 cm uzaklıkta gerçekleşmiş bulunmaktadır. Bilirkişi raporunda, salt şerit ihlali gerekçesiyle davalıların desteği tam kusurlu kabul edilmiş; davacı ...’in yolun sağına yönelme, direksiyon veya fren önlemine başvurma olanağı olup olmadığı değerlendirilmemiştir.
Yerel mahkemece, eldeki davada, kusur sorunu yönünden rapor alınmadığı, somut olayın özellikleri ve ceza davası sırasında alınan raporun yetersiz olduğu da gözetilerek, kusur konusunda Adli Tıp Kurumu’ndan görüş alınmadan karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
b)Davacıların destekten yoksun kalma zararları bakımından düzenlenen ve yerel mahkemece de benimsenen 20/10/2005 günlü bilirkişi raporunda; anne ve babanın ölen destek için ayrı ayrı 101,92 YTL ve 101,75 YTL bakım ve yetiştirme gideri yapacağı belirtilmiştir. Olay gününde 3 yaşında olan desteğe sonraki 15 yıl için yukarıda yazılı tutarlarda bakım ve yetiştirme gideri yapılacağı hayatın olağan akışına uygun düşmemiştir.
Bu konuda yeniden bilirkişi görüşü alınıp sonucuna göre karar verilmek üzere karar bozulmalıdır.
c)Davaya konu zararlandırıcı eylem nedeniyle sigorta tarafından davacılara 2/4/2001 ve 3/4/2001 günlerinde ödemeler yapılmıştır. Bilirkişi raporunda, bu ödemeler düşülmek suretiyle zarar miktarları belirlenmiştir. Ancak, yararların denkleştirilmesi ilkesi çerçevesinde; sigorta tarafından yapılan ödemelerin, tazminat hesabına ilişkin bilirkişi raporunun düzenlendiği güne kadar işlemiş yasal faizi belirlenerek hesaplanan destekten yoksun kalma zararından indirilmesi gerekir.
Yerel mahkemece açıklanan yönün gözetilmemiş olması doğru olmadığından karar bu nedenle de bozulmalıdır.
d)Davacılar, maddi tazminat istemlerinin bir bölümünü ek dava dilekçesi ile istemişler ve mahkemece de asıl dava ile birleştirilerek karar verilmiştir. Birleştirilen dava dilekçesinde, tazminatlara olay gününden itibaren faiz yürütülmesi istenilmediğine göre, dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin istendiğinin benimsenmesi gerekir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası"nın 74. maddesine aykırı olarak istemden fazlasına karar verilmiş olması ayrı bir bozma nedenidir.
e)Dava konusu trafik kazasında yaşamını yitiren ... 3 yaşı içinde olup davacılardan ...’in kullandığı aracın ön koltuğunda yolculuk etmektedir. Bu durum, zararlı sonucun doğmasında etken olmuştur. O halde, Borçlar Yasası"nın 43 ve 44. maddeleri gereğince davacılar yararına kabul edilecek maddi tazminatlar ile takdir olunacak manevi tazminatlardan uygun bir tutarda indirim yapılmamış olması doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
f)Karar gününde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/2. maddesi uyarınca manevi tazminat isteğinin bir bölümünün reddedildiği durumlarda, karşı taraf yararına Tarife"nin üçüncü kısmına göre takdir olunacak ücret, davacı yararına takdir olunan ücreti geçemez.
Yerel mahkemece davacının manevi tazminat isteminin bir bölümünün reddedildiği gözetilerek, reddedilen bölüm yönünden, davalı yararına yukarıda açıklanan Tarife gereğince vekalet ücreti takdir edilmemiş olması kararın bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a-b-c-d-e-f) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve temyiz eden davalı-karşılık davacılar yararına takdir olunan 750.00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacı-karşılık davalılara yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/01/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.