8. Hukuk Dairesi 2018/3881 E. , 2019/2891 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı, organize sanayi bölgesi içerisinde kalan ve yapılan imar uygulaması sonucu 418 ada 4, 3518, 3517, 3516, 3515, 3514 ve 3513 parsel sayılarını alan taşınmazlarda davalıya ait yapı, eklenti ve çit bulunduğunu ileri sürerek elatmasının önlenmesine, yıkıma ve ecrimsile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazın önceden 21 pafta 710 parsel sayılı taşınmaz olduğunu, kendisine ait tapu tahsis belgesi bulunduğunu, davacı tarafın yapı bedellerini ödemediğinden uyuşmazlık çıktığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne ecrimisil isteğinin reddine dair verilen karar, Yargıtay 1.Hukuk Dairesince "... mahkemece 179 ada 17 nolu parselin imar uygulamasına tabi tutularak 418 ada 4 nolu parselin oluştuğu ve davaya konu yapıların bu uygulama neticesinde park ve yolda kaldıkları gözardı edilerek tapu kütük sayfası kapatılan 179 ada 17 nolu parsel hakkında karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, yıkımı istenen muhtesatın kaim bedelinin mahkeme veznesine depo edilmesi, önel ve kesin önele rağmen yatırılmazsa davanın reddedilmesi, anılan bedel yatırıldığı takdirde el atmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne, çekişme konusu yapıların imar uygulaması ile park ve yolda kalmasının davalı dışında oluşan yasal bir uygulamaya dayandığından yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılması ve davacı taraf yararına avukatlık ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı olduğu üzere hapis hakkı tanınmak ve yargılama giderleri davalı tarafa yüklenerek davacı taraf lehine de avukatlık ücretine hükmedilmiş olması, ayrıca yıkımı istenilen muhtesatın yanında arsa bedelinin de toplamı üzerinden belirleme yapılması da isabetsizdir ..." gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda kaim bedelin davacı tarafından depo edildiği gerekçesiyle elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazına gelince;
Müdahale, imar uygulaması sonucu oluştuğuna ve davacı yanca bedelin depo edilmesi sonucu elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin kabulüne karar verildiğine göre davalı lehine vekalet ücreti takdiri doğru değil ise de; anılan hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, Mahkeme kararının düzeltilerek onanması uygun görülmüştür (HUMK mad. 438/7, HMK mad. 370/2).
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın 7. paragrafının (7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden depo ettirilen bedel üzerinden hesaplanan 11.703,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,) karar metninden çıkarılmasına, 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine ve 27,70 TL peşin harcın da onama harcına mahsubu ile kalan 7.916,16 TL"nin temyiz eden davalıdan alınmasına, 19.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.