Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5338
Karar No: 2021/10307

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/5338 Esas 2021/10307 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı işçi, kıdem ve ihbar tazminatları ile fark ücret alacağı talebiyle davalı işverene karşı açtığı davada, muvazaa iddiası nedeniyle karar bozulmuş ve muvazaanın kesinleşmesi sonrasında davacının talebini tam ve kesin olarak belirlemesi için yasal süre verilmesi gerektiği halde verilmemesi nedeniyle kararın bozulduğu belirtilmiştir. Ayrıca, farklı hesap içeren iki ayrı bilirkişi raporu bulunmasına rağmen hangisinin hükme esas alındığının belirtilmemesi isabetsiz bulunmuştur. Kararda, davacının talebini tam ve kesin olarak belirlemesi için iki haftalık kesin süre verilmesi gerektiği hatırlatılmış ve 7251 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile değişik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107/2. maddesine yer verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi         2021/5338 E.  ,  2021/10307 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Davacı, kıdem ve ihbar tazminatları ile fark ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Kararın süresi içinde davalı vekilince temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından 08.10.2020 tarihli kararla; hükmün, muvazaa bakımından araştırmaya yönelik olarak bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uyan Mahkemece, davalı ile ihbar olunan şirketler arasında muvazaa olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm, süresi içinde taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
    Davacı ile davalı arasındaki dava hakkında ... İş Mahkemesinden verilen 28.01.2021 tarihli, 2020/895 esas ve 2021/128 karar sayılı kararın taraflar vekillerince temyizi üzerine Dairemizin 15.04.2021 tarihli, 2021/3669 esas ve 2021/8190 karar sayılı ilamı ile hükmün ONANMASINA karar verilmiş; davacı vekili kararın maddi hataya dayandığı gerekçesiyle ortadan kaldırılması isteğinde bulunmuştur.
    Maddi hatanın giderilmesi isteğini içeren dilekçe ve ekleri incelendi.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 gün ve 1987/2-520 esas, 1988/89 karar sayılı kararında belirtildiği üzere Yargıtay"ca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 1957/13 esas, 1959/5 karar, ve 09.05.1960 gün ve 1960/21 esas, 1960/9 sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtay’ca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtay’ın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
    Davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı ve bozma kararı sonrasında yapılan araştırma ile muvazaa olgusunun kesinleştiği, buna göre davacıya 28.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile değişik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107/2. maddesi gereğince talebini tam ve kesin olarak belirlemesi için iki haftalık süre verilmesi gerekirken, fark ücret alacağı yönünden bu süre tanınmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğu anlaşıldığından; Dairemizin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının maddi hataya dayanması sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verildi.
    Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait ... Termik Santrali iş yerinde 28.06.2006 tarihinden itibaren kazan bakım bölümünde yüksek basınç kaynakçısı olarak çalıştığını, davalı ile dava dışı alt işverenler arasında muvazaa bulunduğunu, bu sebeple baştan itibaren davalının işçisi sayılması gerektiğini, davacının aynı iş yerinde aynı işi yapan kadrolu işçiler ile aynı ücreti talep hakkı bulunduğunu ve iş sözleşmesinin 17.12.2012 tarihinde haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile fark ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının alt işveren işçisi olduğunu ve kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, bu sebeple müvekkilinin dava konusu alacaklardan sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı ile ihbar olunan şirketler arasındaki ilişkinin geçerli bir asıl- alt işveren ilişkisi olduğu ve muvazaaya dayanmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile işverence yapılan fesih haksız olduğundan kıdem ve ihbar tazminatlarının hüküm altına alınmasına, fark ücret alacağı talebinin ise reddine karar verilmiştir.
    Kararın taraflarca temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek; muvazaa iddiası bakımından hükmün araştırmaya yönelik olarak bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uyan Mahkemece, emsal dosyalardaki bilirkişi raporları ile keşif zabıtları dosyaya kazandırılmış, mahallinde keşif yapılmış ve davalı ile ihbar olunan şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-) 28.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile değişik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107/2. maddesi gereğince; karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır. Madde gerekçesinde “"karşı tarafın verdiği bilgiler ve sunduğu delillerle ya da delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemleri sonucu (örneğin bilirkişi ya da keşif incelemesi sonucu)" belirlenebilme hali açıklanmıştır.
    Söz konusu değişiklik, Mahkemece hüküm verilmeden önce yürürlüğe girmiştir. Mahkemenin ilk kararı, muvazaanın araştırılması ve oluşacak sonuca göre dava konusu alacakların değerlendirilmesi gerektiğinden bozulduğuna göre, tahkikat işlemlerinin bozmadan önce tamamlandığından söz edilemez. Bu durumda, bozmadan sonra yapılan araştırma ile muvazaa olgusu tespit edilmiş olmakla; Mahkemece davacı vekiline talebini tam ve kesin olarak belirlemek üzere iki haftalık kesin süre verilmesi gerekirken, yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Ayrıca, dosyada farklı hesap içeren iki ayrı bilirkişi raporu bulunmasına rağmen, bu raporlardan hangisinin hükme esas alındığının gerekçede gösterilmemesi de isabetsizdir. Belirtilen sebeple, davacı vekiline talebini tam ve kesin olarak belirlemek üzere iki haftalık kesin süre verilmeli, hangi raporun hükme esas alındığı da belirtilerek hüküm kurulmalıdır.
    Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin ödenen temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 16.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi