22. Hukuk Dairesi 2016/3930 E. , 2016/9645 K.
"İçtihat Metni"Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, ödenmeyen hizmet ödeneği, ücret, ikramiye, yıllık izin ile iletişim yardımı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı sendikada merkez yönetim kurulu üyeliği, genel başkanlık ve İç Anadolu Bölge Şube Başkanlığı olmak üzere profesyonel yöneticilik yaptığını ancak müvekkiline alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek hizmet ödeneği, aylık ücret, ikramiye yardımı, yıllık izin ücreti ve iletişim yardımı alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, taleplerin zamanaşımına uğradığı savunması ile birlikte davacının alacaklarının ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bilirkişi raporu ve toplanan delillere dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Maddi olay tarihinde yürürlükte bulunan mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 44. maddesine göre “Sendikalar gelirlerini Sendikalar Kanunu ve tüzüklerinde gösterilen faaliyetler dışında kullanamazlar ve bağışlayamazlar.” mülga 2821 sayılı Kanun"un 45. maddesine göre ise “Konfederasyonlar ile sendikaların ve şubelerinin yönetim kurulu üyeleri ile başkanlarına verilecek ücretler, her türlü ödenek, yolluk ve tazminatlar genel kurul tarafından tespit olunur.”
Sendika tüzüğünün 80/a maddesinde ise, sendikada ücretle çalışacak yönetici ve personele ödenecek ücret ve diğer ödemelerin bütçe ile belirleneceği düzenlenmiştir. Tüzüğün 80/b maddesinde de, sendika yöneticilerine hizmet ödeneği ödenmesi öngörülmüştür.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk karar, Dairemizin 24.01.2014 tarihli ilâmıyla sair yönlerden bozulmuş, mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilâmı sonrasında davanın yeniden kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, bozmanın gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında davalının temyiz itirazları değerlendirildiğinde;
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Bozma ilâmının üçüncü bendi ile bozma doğrultusunda tespit edilecek ücret alacağı miktarından, dava dilekçesinde ödendiği ikrar edilen 34.705,00 TL"nin mahsubu ile bakiye ücret alacağının hüküm altına alınması gerektiği belirtilmesine karşın, mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda 16.805,00 TL"nin mahsubu doğru olmamıştır. Mahkemece, bozmanın gereği yerine getirilerek, bozma sonrası tespit edilen ücret alacağı miktarı olan 54.143,20 TL"den, 34.705,00 TL"nin mahsubu ile bakiyesinin hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
3-Bozma ilâmının beşinci bendi ile, davacının sadece ilk dönem çalışması olan 05.09.2003 ilâ 30.07.2006 tarihleri arasındaki döneme ilişkin çalışma süresi itibariyle belirlenecek hizmet ödeneği alacağının hüküm altına alınması gerektiğinin belirtilmesine karşın, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda beş yıl dokuz günlük süre üzerinden hesap yapılması doğru olmamıştır.
Yapılacak iş, bozmanın gereği yerine getirilerek, 30.07.2006 tarihi itibariyle ücret tespit edilerek, sadece ilk dönem çalışması olan 05.09.2003 ilâ 30.07.2006 tarihleri arasındaki döneme ilişkin çalışma süresi itibariyle belirlenecek hizmet ödeneği alacağının hüküm altına alınması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
4-Mahkemenin, Yargıtay"ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.
Somut olayda, mahkemece verilen ilk karar ile 4.625,00 TL iletişim yardım alacağı hüküm altına alınmış, mahkeme kararı sadece davalı tarafından temyiz edilmesine karşın, davalının usuli kazanılmış hakkı gözetilmeksizin bozmadan sonra 5.875,00 TL iletişim yardımı alacağının hüküm altına alınması doğru olmamıştır. Yapılacak iş 4.625,00 TL iletişim yardım alacağının hüküm altına alınmasından ibaret iken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.04.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.