Esas No: 2019/5317
Karar No: 2022/16274
Karar Tarihi: 17.10.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/5317 Esas 2022/16274 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıkların sahte fatura düzenleme, sahte fatura kullanma, defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçlarını işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, şirket ortağı olan sanık ... hakkında tanık ifadeleri ile birlikte yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmiştir. Ancak, diğer sanıklar hakkında eksik inceleme ve araştırma yapılarak hükümler kurulmuştur. Bu nedenle, hükümlerden sonra yürürlüğe giren 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesi uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, hükümleri kabul eden kanun maddelerinin Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararda belirtilen yasa maddeleri:
- 5271 sayılı CMK'nin 260/1. maddesi
- 5271 sayılı CMK'nin 237/2. maddesi
- 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesi
- 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi
- 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Sahte fatura düzenleme, sahte fatura kullanma, defter, kayıt ve belgeleri gizleme
...
...
Sanıklara yüklenen suçlardan doğrudan zarar görmesi nedeniyle kamu davasına katılma hakkı bulunan ve vekili aracılığıyla sunduğu 12.09.2012 tarihli dilekçesi ile katılma talebinde bulunan şikayetçi kurumun, bu talebi hakkında herhangi bir karar verilmemiş ise de, yargılama aşamasında katılma isteminde bulunan ve hükmü temyiz eden şikayetçinin, 5271 sayılı CMK'nin 260/1. maddesi gereğince yasa yoluna başvurma hakkı bulunduğundan, aynı Kanun‘un 237/2. maddesi uyarınca Antalya Vergi Dairesi Başkanlığının davaya katılan, Av. ...‘ın da katılan vekili olarak kabulüne karar verildikten sonra; katılan vekilinin temyiz isteminin, sanıklar ... ve ... hakkında verilen beraat kararlarına, sanık ... ve sanık ... müdafisinin temyiz istemlerinin ise mahkûmiyet hükümlerine yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
1-Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğünün 474 005 5862 vergi kimlik numaralı mükellefi ... İnş. İzo. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin ortak ve yetkilileri olan sanıklardan ...’in “2007, 2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme ve kullanma”, sanık ...’un “2007, 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme ve kullanma”, sanık ...’in “2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme ve kullanma” ile “defter, kayıt ve belgeleri gizleme” suçlarını işledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında; şirket ortağı olan ve yetkili sıfatı bulunmayan sanık ...’in savunmasında, şirket işleri ile kendisinin ilgilenmediğini söylemesine karşın, şirket yetkilisi sanık ...’un şirket işlerini sanık ...’in yürüttüğünü bildirmesi, sanık ...’in ise adı geçen şirketin deposunda çalıştığını ve SSK işlemleri için şirket yetkilisi olarak bildiği ... isimli kişiye kimliğini verdiğini ve bir kısım belgelere imza attığını, şirket yetkilisi olduğundan haberdar olmadığını, sahte fatura düzenlemediğini, defter ve belgelerin ibrazı talebini içerir herhangi bir yazının kendisine tebliğ edilmediği beyan ederek suçlamaları kabul etmemesi ile dosya içerisinde bir sureti mevcut 08.05.2012 tarihli tebellüğ belgesi ve aynı tarihli incelemeye başlama tutanağının altında sanık ...’in imzasının bulunduğunun görülmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından;
a)Şirket tarafından düzenlenen suça konu fatura asıllarının dosyaya getirtilmesi ile faturalar üzerindeki imza ve yazıların sanıkların eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
b)Faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ait olmadığının anlaşılması halinde ise; faturaları kullandığı belirtilen mükellefler/şirket yetkilileri ile şirket muhasebecisinin açık kimlik ve adres bilgileri tespit edildikten sonra, tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak, CMK'nin 46/1-c ve 48. maddeleri uyarınca çekinme hakları hatırlatılıp, faturaları kullanan mükellefler/şirket yetkililerinden sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanıkları tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanıkların bir iştirakinin bulunup bulunmadığının; şirket muhasebeci olan tanıktan, iş yeri ile ilgili olarak kiminle muhatap olduğu, beyanname ve faturaların kim tarafından ibraz edildiği hususlarının sorulması,
c)Defter ve belgelerin ibrazı talebini içerir 19.03.2012 tarihli ve AGB-A-425/5-3 sayılı isteme yazısının tebliğine ilişkin 08.05.2012 tarihli tebellüğ belgesi ve aynı tarihli incelemeye başlama tutanağı altında yer alan sanık ... adına atılı imzaların sanığa ait olup olmadığı sorularak, gerekli görülmesi halinde bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılması,
d)Sanıkların kullandıkları sahte faturaları düzenlediği iddia olunan mükellefler hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporlarının dosyaya getirtilmesi ile bu mükellefler/şirket yetkilileri haklarında “sahte fatura düzenleme“ suçundan kamu davası açılıp açılmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosyaya eklenmesinden sonra, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma neticesinde sanıklar hakkında beraat ve mahkûmiyet hükümleri kurulması yasaya aykırı,
2-Suçların sübutu halinde; hükümlerden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanıkların hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesinin gerekli görülmesi,
3-Mahkûmiyet hükümleri yönünden kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili, sanık ... ve sanık ... müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.